6. CÜZ 4. HİZİP


05- MÂİDE SÛRESİ المائدةAynı anda dinleyip takip edebilirsinizTIKLA
سْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ BismillahirRahmânirRahiym
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَىٰ أَوْلِيَاءَ ۘ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ ۚ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ ۗ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ
51-) Ya eyyühelleziyne amenû lâ tettehızül yehude ven nesara evliyâ`* ba`duhüm evliyaü ba`d* ve men yetevellehüm minküm feinnehu minhüm* innAllâhe lâ yehdil kavmez zalimiyn;
51-) Ey iman edenler… Yahudileri ve Hristiyanları hâmi – dostlar edinmeyin… Onlar birbirlerinin dostu – hâmisidirler… Sizden kim onları hâmi – dost edinirse, muhakkak ki o da, onlardandır… Muhakkak ki Allâh zâlimler topluluğuna hidâyet etmez (nefsine zulmedenlere hakikati yaşatmaz)!
فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَىٰ أَنْ تُصِيبَنَا دَائِرَةٌ ۚ فَعَسَى اللَّهُ أَنْ يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِنْ عِنْدِهِ فَيُصْبِحُوا عَلَىٰ مَا أَسَرُّوا فِي أَنْفُسِهِمْ نَادِمِينَ
52-) Feteralleziyne fiy kulubihim meredun yüsari`une fiyhim yekulune nahşa en tusıybena daireh* fe`asAllâhu en ye`tiye Bil`fethı ev emrin min ındiHİ feyusbihu alâ ma eserru fiy enfüsihim nadimiyn;
52-) Sağlıklı düşünemeyenlerin (münafıkların), “Olayların akışının bizim aleyhimize dönmesinden korkuyoruz” diyerek, onların (Yahudi ve Nasaranın) arasına süratle daldıklarını görürsün… Umulur ki Allâh, açıklık veya (HÛ) indînden bir hüküm getirir de, (onlar) içlerinde sakladıklarından (nifaktan) pişmanlık duyarlar.
وَيَقُولُ الَّذِينَ آمَنُوا أَهَٰؤُلَاءِ الَّذِينَ أَقْسَمُوا بِاللَّهِ جَهْدَ أَيْمَانِهِمْ ۙ إِنَّهُمْ لَمَعَكُمْ ۚ حَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ فَأَصْبَحُوا خَاسِرِينَ
53-) Ve yekulüllezine amenû ehâülailleziyne aksemu Billâhi cehde eymanihim innehüm leme`aküm* habitat a`malühüm feasbehu hasiriyn;53-) İman edenler derler ki: “Sizinle beraber olduklarına, bütün güçleriyle Allâh adına yemin edenler bunlar mı?” Yaptıkları boşa gitmiştir; hüsrana uğrayanlar olmuşlardır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَنْ يَرْتَدَّ مِنْكُمْ عَنْ دِينِهِ فَسَوْفَ يَأْتِي اللَّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ أَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَائِمٍ ۚ ذَٰلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ ۚ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
54-) Ya eyyühelleziyne amenû men yertedde minküm an diynihı fesevfe ye`tillâhu Bi kavmin yuhıbbuhüm ve yuhıbbuneHU ezilletin alel mu`miniyne e`ızzetin alel kafiriyn* yücahidune fiy sebiylillâhi ve lâ yehafune levmete lâim* zâlike fadlullahi yü`tıyhi men yeşa`* vAllâhu Vasi`un `Aliym;
54-) Ey iman edenler… Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allâh (onun yerine) öyle bir topluluk getirir ki, (O) onları sever, (onlar da) O`nu severler… İman edenlere karşı alçak gönüllü, hakikati inkâr edenlere karşı onurludurlar. (Onlar) hiçbir kınayanın kınamasından korkmaksızın, Allâh uğruna mücahede ederler… Bu Allâh`ın fazlıdır ki, onu dilediğine verir… Allâh Vasi`dir, Aliym`dir.
إِنَّمَا وَلِيُّكُمُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذِينَ آمَنُوا الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ
55-) İnnema Veliyyükümullâhu ve RasûluHU velleziyne amenülleziyne yukıymunes Salate ve yü`tunez Zekate ve hüm raki`un;55-) Sizin Veliyy`niz sadece Allâh`tır, “HÛ”nun Rasûlüdür ve (şu) iman edenlerdir ki, onlar salâtı ikame ederler ve rükû hâlinde zekâtı verirler.
وَمَنْ يَتَوَلَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَالَّذِينَ آمَنُوا فَإِنَّ حِزْبَ اللَّهِ هُمُ الْغَالِبُونَ
56-) Ve men yetevelellahe ve RasûleHU velleziyne amenû feinne hızbAllâhi hümül ğalibun;
56-) Kim Allâh`ı, “HÛ”nun Rasûlünü ve iman edenleri velî edinir ise, (bilsin ki) muhakkak Allâh taraftarları, galip gelecek olanların ta kendileridir!
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الَّذِينَ اتَّخَذُوا دِينَكُمْ هُزُوًا وَلَعِبًا مِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلِكُمْ وَالْكُفَّارَ أَوْلِيَاءَ ۚ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ
57-) Ya eyyühelleziyne amenû lâ tettehızülleziynettehazû diyneküm hüzüven ve le`ıben minelleziyne utül Kitabe min kabliküm vel küffare evliyâ`* vettekullahe in küntüm mu`miniyn;
57-) Ey iman edenler… Sizden önce kendilerine hakikat bilgisi verilenlerin, dininizi alay, eğlence konusu edinenlerini ve hakikati inkâr edenleri velîler edinmeyin! Eğer iman ehliyseniz Allâh`tan korunun!
وَإِذَا نَادَيْتُمْ إِلَى الصَّلَاةِ اتَّخَذُوهَا هُزُوًا وَلَعِبًا ۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَعْقِلُونَ
58-) Ve izâ nadeytüm iles Salatittehazûha hüzüven ve le`ıben zâlike Bi ennehüm kavmün lâ ya`kılun;
58-) Salât için ezan okuduğunuzda, ezanı alay ve eğlence edindiler… Bu, onların aklını kullanamayan bir güruh olmalarından ötürüdür.
قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ هَلْ تَنْقِمُونَ مِنَّا إِلَّا أَنْ آمَنَّا بِاللَّهِ وَمَا أُنْزِلَ إِلَيْنَا وَمَا أُنْزِلَ مِنْ قَبْلُ وَأَنَّ أَكْثَرَكُمْ فَاسِقُونَ
59-) Kul ya ehlel Kitabi hel tenkımune minna illâ en amenna Billâhi ve ma ünzile ileyna ve ma ünzile min kablü, ve enne eksereküm fasikun;
59-) De ki: “Ey hakikat bilgisi verilmiş olanlar, yalnızca hakikatimiz olan Allâh`a, bize inzâl olunana ve daha önce inzâl olunana iman ettiğimiz için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Sizin ekseriyetiniz, yoldan çıkmışlardır!”
قُلْ هَلْ أُنَبِّئُكُمْ بِشَرٍّ مِنْ ذَٰلِكَ مَثُوبَةً عِنْدَ اللَّهِ ۚ مَنْ لَعَنَهُ اللَّهُ وَغَضِبَ عَلَيْهِ وَجَعَلَ مِنْهُمُ الْقِرَدَةَ وَالْخَنَازِيرَ وَعَبَدَ الطَّاغُوتَ ۚ أُولَٰئِكَ شَرٌّ مَكَانًا وَأَضَلُّ عَنْ سَوَاءِ السَّبِيلِ
60-) Kul hel ünebbiüküm Bi şerrin min zâlike mesübeten indAllâh* men leanehullâhu ve ğadıbe aleyhi ve ceale minhümül kıradete vel hanaziyre ve abedet tağut* ülaike şerrun mekanen ve edallü an sevais sebiyl;
60-) De ki: “Allâh indînde, yapageldiklerinin karşılığı ne kadar kötüdür, bu konuda size haber vereyim mi? Allâh`ın lânetlediği ve gazap ettiğidir o kimse! (Allâh) onları maymunlar (düşünmeden taklitle yaşayanlar), domuzlar (şehevî zevkleri için yaşayanlar) ve tağuta (şeytana -vehmine – dürtülerine) tâbi olarak yaşayanlar hâline dönüştürmüştür! İşte bunlardır mekânı en kötü olanlar ve yolun ortasından sapanlar!
وَإِذَا جَاءُوكُمْ قَالُوا آمَنَّا وَقَدْ دَخَلُوا بِالْكُفْرِ وَهُمْ قَدْ خَرَجُوا بِهِ ۚ وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا كَانُوا يَكْتُمُونَ
61-) Ve izâ cauküm kalu amenna ve kad dehalu Bil küfri ve hüm kad harecu Bih* vAllâhu a`lemü Bi ma kânu yektümun;61-) Size geldiklerinde “İman ettik” dediler… Gerçekte ise (yanınıza) inkârla girip, yine onunla çıkmışlardır… Allâh gizlemekte olduklarını, yaptıklarını yaratan olarak daha iyi bilir.
وَتَرَىٰ كَثِيرًا مِنْهُمْ يُسَارِعُونَ فِي الْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَأَكْلِهِمُ السُّحْتَ ۚ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
62-) Ve tera kesiyren minhüm yüsari`une fiyl`ismi vel udvani ve eklihimüssuht* le bi`se ma kânu ya`melun;62-) Onlardan çoğunun Allâh`a karşı suça meyilli; düşmanlıkta ve haram yemekte süratli gittiklerini görürsün… Yapmakta oldukları ne kadar da kötüdür!
لَوْلَا يَنْهَاهُمُ الرَّبَّانِيُّونَ وَالْأَحْبَارُ عَنْ قَوْلِهِمُ الْإِثْمَ وَأَكْلِهِمُ السُّحْتَ ۚ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَصْنَعُونَ
63-) Levla yenhahümur rabbaniyyune vel ahbaru an kavlihimül` isme ve eklihimüs suht* le bi`se ma kânu yasne`un;63-) Rabbanîler ve Ahbar (Mâide: 44`te açıklandı) onları Allâh`a karşı suç olanları söylemekten ve haram yemekten engelleseler ya… Onların yapıp üretmekte oldukları ne kötüdür!
وَقَالَتِ الْيَهُودُ يَدُ اللَّهِ مَغْلُولَةٌ ۚ غُلَّتْ أَيْدِيهِمْ وَلُعِنُوا بِمَا قَالُوا ۘ بَلْ يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِ يُنْفِقُ كَيْفَ يَشَاءُ ۚ وَلَيَزِيدَنَّ كَثِيرًا مِنْهُمْ مَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ طُغْيَانًا وَكُفْرًا ۚ وَأَلْقَيْنَا بَيْنَهُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاءَ إِلَىٰ يَوْمِ الْقِيَامَةِ ۚ كُلَّمَا أَوْقَدُوا نَارًا لِلْحَرْبِ أَطْفَأَهَا اللَّهُ ۚ وَيَسْعَوْنَ فِي الْأَرْضِ فَسَادًا ۚ وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ
64-) Ve kaletil yahudü yedullahi mağluletün, ğullet eydiyhim ve lu`ınu Bi ma kalu* bel yedahu mebsutatani yünfiku keyfe yeşa`* ve leyeziydenne kesiyren minhüm ma ünzile ileyke min Rabbike tuğyanen ve küfra* ve elkayna beynehümül `adavete velbağdae ila yevmil kıyameti, küllema evkadu naren lil harbi atfeehAllâhu ve yes`avne fiyl Ardı fesaden, vAllâhu lâ yuhıbbul müfsidiyn;
64-) Yahudiler, “Allâh`ın eli bağlıdır” dediler… Söyledikleri kendilerinde açığa çıktı, kendi elleri bağlandı ve lânetlendiler! Bilakis, Allâh`ın iki eli de açıktır; dilediğince bağışlamaya devam ediyor! Andolsun ki, Rabbinden sana inzâl olunan, onlardan çoğunun inkâr ve tuğyanını (isyan ile haddini aşmayı) arttırır! Onların arasına kıyamet sürecine kadar düşmanlık ve nefret duygusu yerleştirdik! Her ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allâh onu söndürdü… (Gene de) yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar… Allâh inançları saptırma peşinde koşanları sevmez.
وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْكِتَابِ آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَكَفَّرْنَا عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَلَأَدْخَلْنَاهُمْ جَنَّاتِ النَّعِيمِ
65-) Ve lev enne ehlel Kitabi amenû vettekav lekefferna anhüm seyyiatihim ve leedhalnahüm cennatin naıym;65-) Eğer, önceden kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olup (bunu değerlendiremeyenler), iman edip, (şirkten) korunsaydı, elbette onların kötülüklerini siler ve onları Naîm cennetlerine koyardık.
وَلَوْ أَنَّهُمْ أَقَامُوا التَّوْرَاةَ وَالْإِنْجِيلَ وَمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِمْ مِنْ رَبِّهِمْ لَأَكَلُوا مِنْ فَوْقِهِمْ وَمِنْ تَحْتِ أَرْجُلِهِمْ ۚ مِنْهُمْ أُمَّةٌ مُقْتَصِدَةٌ ۖ وَكَثِيرٌ مِنْهُمْ سَاءَ مَا يَعْمَلُونَ
66-) Ve lev ennehüm ekamüt Tevrate vel İnciyle ve ma ünzile ileyhim min Rabbihim leekelu min fevkıhim ve min tahti erculihim* minhüm ümmetün muktesıdeh* ve kesiyrun minhüm sae ma ya`melun;
66-) Şayet onlar Tevrat`ı, İncil`i ve Rablerinden onlara inzâl olunanı değerlendirip gereğini uygulasalardı, elbette fevklerinden ve ayaklarının altından gelen (manevî ve maddi âlemlerden alacakları) nimetlerle yaşarlardı! Onlardan ümmet-i mukteside (hepsinin hakkını veren) var; ama çoğu ne kötü işler yapıyor!
يَا أَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّغْ مَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ ۖ وَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُ ۚ وَاللَّهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِ ۗ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ
67-) Ya eyyüherRasûlü bellığ ma ünzile ileyke min Rabbik* ve in lem tef`al fema bellağte risaleteHU, vAllâhu ya`sımüke minenNas* innAllâhe lâ yehdil kavmel kafiriyn;
67-) Ey (şerefli) Rasûl… Rabbinden sana inzâl olunanı tebliğ et! Eğer yapmazsan, “HÛ”nun risâletini edâ etmemiş olursun! Allâh seni insanlardan korur… Muhakkak ki Allâh, hakikati inkâr edenler topluluğuna hidâyet etmez!
قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لَسْتُمْ عَلَىٰ شَيْءٍ حَتَّىٰ تُقِيمُوا التَّوْرَاةَ وَالْإِنْجِيلَ وَمَا أُنْزِلَ إِلَيْكُمْ مِنْ رَبِّكُمْ ۗ وَلَيَزِيدَنَّ كَثِيرًا مِنْهُمْ مَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ طُغْيَانًا وَكُفْرًا ۖ فَلَا تَأْسَ عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ
68-) Kul ya ehlel Kitabi lestüm alâ şey`in hatta tukıymut Tevrate vel İnciyle ve ma ünzile ileyküm min Rabbiküm* ve le yeziydenne kesiyren minhüm ma ünzile ileyke min Rabbike tuğyanen ve küfra* fela te`se alel kavmil kafiriyn;
68-) De ki: “Ey önceden kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlar! Tevrat`ı, İncil`i ve Rabbinizden size inzâl olunanı ikame etmedikçe (bilfiil yaşamadıkça), bir şey üzere değilsiniz!” Andolsun ki, Rabbinden sana inzâl olunan, onlardan çoğunun inkârını ve taşkınlığını arttırır… O hâlde inkârcılar topluluğuna üzülme!
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَالَّذِينَ هَادُوا وَالصَّابِئُونَ وَالنَّصَارَىٰ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَعَمِلَ صَالِحًا فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ
69-) İnnelleziyne amenû velleziyne hadu vassabiune vennesara men amene Billâhi vel yevmil ahıri ve amile salihan fela havfün aleyhim ve lâ hüm yahzenun;
69-) Muhakkak ki iman edenler, Yahudiler, Sabiiler ve Nasara`dan kim (âlemlerin ve kendisinin Rabbi olan) Allâh`a ve gelecekte yaşanacak sürece iman eder ve imanının gereğini yaparsa, onlara korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar!
لَقَدْ أَخَذْنَا مِيثَاقَ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَأَرْسَلْنَا إِلَيْهِمْ رُسُلًا ۖ كُلَّمَا جَاءَهُمْ رَسُولٌ بِمَا لَا تَهْوَىٰ أَنْفُسُهُمْ فَرِيقًا كَذَّبُوا وَفَرِيقًا يَقْتُلُونَ
70-) Lekad ehazna miysâka beni israiyle ve erselna ileyhim rusula* küllema caehüm Rasûlün Bi ma lâ tehva enfüsühüm feriykan kezzebu ve feriykan yaktulun;
70-) Andolsun biz, İsrailoğullarının sözünü aldık ve onlara Rasûller irsâl ettik! Onlara ne zaman benliklerinin hoşlanmayacağı bir şey ile bir Rasûl gelse, kimini yalanladılar ve kimini de öldürdüler!
وَحَسِبُوا أَلَّا تَكُونَ فِتْنَةٌ فَعَمُوا وَصَمُّوا ثُمَّ تَابَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ ثُمَّ عَمُوا وَصَمُّوا كَثِيرٌ مِنْهُمْ ۚ وَاللَّهُ بَصِيرٌ بِمَا يَعْمَلُونَ
71-) Ve hasibu ella tekûne fitnetün fe`amu ve sammu sümme tabellahu aleyhim sümme `amu ve sammu kesiyrun minhüm* vAllâhu Basıyrun Bima ya`melun;
71-) Bir zararı olmayacak zannettiler de (hakikate) kör oldular, (hakikatin seslenişine) sağır kesildiler! Sonra Allâh onların tövbelerini kabul etti… Sonra onlardan çoğu (yine) kör (hakikati değerlendiremeyen) ve sağır (anlatılanı algılayamayan) kesildiler! Allâh onların yapmakta olduklarına (yaptıklarının yaratanı olarak) Basıyr`dir.
لَقَدْ كَفَرَ الَّذِينَ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْمَسِيحُ ابْنُ مَرْيَمَ ۖ وَقَالَ الْمَسِيحُ يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ اعْبُدُوا اللَّهَ رَبِّي وَرَبَّكُمْ ۖ إِنَّهُ مَنْ يُشْرِكْ بِاللَّهِ فَقَدْ حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ وَمَأْوَاهُ النَّارُ ۖ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنْصَارٍ
72-) Lekad keferelleziyne kalu innAllâhe HUvel Mesiyhubnü Meryem* ve kalel Mesiyhu ya beni israila`büdullahe Rabbiy ve Rabbeküm* innehu men yüşrik Billâhi fekad harramAllâhu aleyhil cennete ve me`vahün nar* ve ma lizzalimiyne min ensar;
72-) Andolsun ki: “Allâh, Meryemoğlu Mesih`tir” diyenler hakikati inkâr edenlerden oldular… (Oysa) Mesih şöyle dedi: “Ey İsrailoğulları… Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz (olan) Allâh`a kulluk edin… Çünkü kim Allâh`a şirk koşarsa, muhakkak Allâh ona cenneti haram kılmıştır! Onun varacağı yer cehennem ateşidir! Zâlimler için hiçbir yardımcı yoktur!”
لَقَدْ كَفَرَ الَّذِينَ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ ثَالِثُ ثَلَاثَةٍ ۘ وَمَا مِنْ إِلَٰهٍ إِلَّا إِلَٰهٌ وَاحِدٌ ۚ وَإِنْ لَمْ يَنْتَهُوا عَمَّا يَقُولُونَ لَيَمَسَّنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
73-) Lekad keferelleziyne kalu innAllâhe sâlisü selâseh* ve ma min ilâhin illâ ilâhun vahıd* ve in lem yentehu amma yekulune leyemessennelleziyne keferu minhüm azâbün eliym;
73-) Andolsun ki: “Allâh, üç`ün üçüncüsüdür” diyenler de hakikati inkâr edenlerden olmuşlardır! Tanrısallık kavramı geçersizdir, Ulûhiyet sahibi TEK`tir!.. Söylemekte olduklarından vazgeçmezler ise, onlardan hakikati inkâr edenler, elbette acı veren azabı yaşayacaklardır!
أَفَلَا يَتُوبُونَ إِلَى اللَّهِ وَيَسْتَغْفِرُونَهُ ۚ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ
74-) Efela yetubune ilAllâhi ve yestağfiruneHU, vAllâhu Gafûrun Rahıym;
74-) Hâlâ Allâh`a tövbe edip, bağışlanmaları için yalvarmayacaklar mı? Allâh Ğafûr`dur, Rahıym`dir.
مَا الْمَسِيحُ ابْنُ مَرْيَمَ إِلَّا رَسُولٌ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِ الرُّسُلُ وَأُمُّهُ صِدِّيقَةٌ ۖ كَانَا يَأْكُلَانِ الطَّعَامَ ۗ انْظُرْ كَيْفَ نُبَيِّنُ لَهُمُ الْآيَاتِ ثُمَّ انْظُرْ أَنَّىٰ يُؤْفَكُونَ
75-) Mel Mesiyhubnü Meryeme illâ Rasûl* kad halet min kablihir Rusül* ve ümmühu sıddiykah* kâna ye`külanit ta`am* ünzur keyfe nübeyyinü lehümül âyâti sümmenzur enna yü`fekun;
75-) Meryemoğlu Mesih sadece bir Rasûldür… Ondan önce de Rasûller gelip geçti! Onun annesi sıddîkadır (hakikati görüp şüphesiz tasdik etmiş olan)! İkisi de yemek yerlerdi (beşerdi)!.. İşaretleri onlara nasıl açıkladığımıza bir bak! Sonra bak, nasıl gerçekten sapıyorlar!
قُلْ أَتَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ مَا لَا يَمْلِكُ لَكُمْ ضَرًّا وَلَا نَفْعًا ۚ وَاللَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
76-) Kul eta`büdune min dûnillâhi ma lâ yemlikü leküm darren ve lâ nef`a* vAllâhu HUves Semiy`ul `Aliym;76-) De ki: “Allâh dûnunda, sizin için bir zarar veya faydası olmayanlara mı kulluk ediyorsunuz? Allâh `HÛ`dur; Semi` ve Aliym.”
قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لَا تَغْلُوا فِي دِينِكُمْ غَيْرَ الْحَقِّ وَلَا تَتَّبِعُوا أَهْوَاءَ قَوْمٍ قَدْ ضَلُّوا مِنْ قَبْلُ وَأَضَلُّوا كَثِيرًا وَضَلُّوا عَنْ سَوَاءِ السَّبِيلِ
77-) Kul ya ehlel Kitabi lâ tağlu fiy diyniküm ğayrel Hakkı ve lâ tettebi`u ehvae kavmin kad dallu min kablü ve edallu kesiyren ve dallu an sevais sebiyl;
77-) De ki: “Ey Ehli Kitap… Dininizde, haksız olarak ölçüyü kaçırıp haddi aşmayın… Daha önce birçoğunu saptırmış ve yolun merkezinden sapmış bir kavmin boş hayallerine tâbi olmayın!”
لُعِنَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ عَلَىٰ لِسَانِ دَاوُودَ وَعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ ۚ ذَٰلِكَ بِمَا عَصَوْا وَكَانُوا يَعْتَدُونَ
78-) Lu`ınelleziyne keferu min beni israiyle alâ lisani Davude ve `Iysebni Meryem* zâlike Bima `asav ve kânu ya`tedun;
78-) İsrailoğullarından Hakk`ı inkâr edenler, Davud`un ve Meryemoğlu İsa`nın lisanı üzere lânetlenmişlerdir (Allâh`tan uzak düşmüşlerdir)… Bu (sonuç), onların isyan etmeleri ve haddi aşmaları yüzündendir.

كَانُوا لَا يَتَنَاهَوْنَ عَنْ مُنْكَرٍ فَعَلُوهُ ۚ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ
79-) Kânu lâ yetenahevne an münkerin fealuh* le bi`se ma kânu yef`alun;
79-) Yaptıkları herhangi bir çirkin davranıştan birbirlerini vazgeçirmezlerdi. Yaptıkları ne kötü idi!
تَرَىٰ كَثِيرًا مِنْهُمْ يَتَوَلَّوْنَ الَّذِينَ كَفَرُوا ۚ لَبِئْسَ مَا قَدَّمَتْ لَهُمْ أَنْفُسُهُمْ أَنْ سَخِطَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ وَفِي الْعَذَابِ هُمْ خَالِدُونَ
80-) Tera kesiyren minhüm yetevellevnelleziyne keferu* le bi`se ma kaddemet lehüm enfüsühüm en sehıtAllâhu aleyhim ve fiyl azâbi hüm halidun;
80-) Onlardan birçoğunun, hakikat bilgisini inkâr edenleri velî edindiklerini görürsün… Benliklerinin kendileri için hazırladığı gelecek ne kötüdür! Allâh onlara gazap etmiştir! Azapta ebedî kalacaklardır.
وَلَوْ كَانُوا يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالنَّبِيِّ وَمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مَا اتَّخَذُوهُمْ أَوْلِيَاءَ وَلَٰكِنَّ كَثِيرًا مِنْهُمْ فَاسِقُونَ
81-) Ve lev kânu yu`minune Billâhi ven Nebiyyi ve ma ünzile ileyhi mettehazuhüm evliyâe ve lâkinne kesiyren minhüm fasikun;
81-) Eğer, varlıklarını El Esmâ`sından yaratan Allâh`a, En Nebi`ye (Hz.Muhammed`e) ve O`na inzâl olunana iman etmiş olsalardı, onları (inkârcıları) evliyâ edinmezlerdi… Fakat onlardan birçoğu fâsıklardır (inancı bozuk olanlar).

لَتَجِدَنَّ أَشَدَّ النَّاسِ عَدَاوَةً لِلَّذِينَ آمَنُوا الْيَهُودَ وَالَّذِينَ أَشْرَكُوا ۖ وَلَتَجِدَنَّ أَقْرَبَهُمْ مَوَدَّةً لِلَّذِينَ آمَنُوا الَّذِينَ قَالُوا إِنَّا نَصَارَىٰ ۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّ مِنْهُمْ قِسِّيسِينَ وَرُهْبَانًا وَأَنَّهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ
82-) Letecidenne eşedden Nasi `adaveten lilleziyne amenül yahude velleziyne eşrekû* ve letecidenne akrabehüm meveddeten lilleziyne amenülleziyne kalu inna nesara* zâlike Bi enne minhüm kıssiysiyne ve ruhbanen ve ennehüm lâ yestekbirun;82-) Muhakkak ki iman edenlere düşmanlık bakımından insanların en şiddetlisi olarak, Yahudileri ve şirk koşanları bulursun… Elbette iman edenlere sevgi bakımından onların en yakını olarak da, “Biz Nasarayız = Hristiyanlarız” diyenleri… Ki onlardan (Nasaradan) kıssisîn (derin ilim sahibi keşişler) ve ruhban (kendini Allâh`a adamış rahipler) vardır ki kesinlikle onlar kibre sapmazlar.