5569 – RESÛLULLAH’A SORULANLAR

RESÛLULLAH’A SORULANLAR

5569 – Hz. Sevbân radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’a yahudilerden bir âlim geldi.

“Ey Muhammed, Allah’ın selâmı üzerine olsun!” dedi. Bunu der demez adamı öyle bir ittim ki, nerdeyse yere yıkılacaktı.

“Beni niye ittin?” dedi.

“Niye ey Allah’ın Resûlü demiyorsun?” dedim.

“Ben O’nu, ailesinin kendine koyduğu isimle çağırıyorum!” dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

“Ailemin bana koyduğu isim hakikaten Muhammed’dir!” buyurdu. Adam: “Size bir şey sormaya geldim” dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

“Sana söylediğim takdirde işine yarayacak mı?” dedi. Adam:

“Kulaklarımla dinlerim!” dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

“Sor!” buyurdular. Adam:

“Kıyamet günü, yer ve gökler başka bir yer ve gök olup kılık değiştirdiği zaman, insanlar nerede olacaklar?” dedi. Resûlullah:

“Köprünün (Sırat’ın) önünde, karanlıkta” buyurdular. Adam:

“Köprüyü ilk geçen kim olacak?” dedi.

“Muhacirlerin fakirleridir” buyurdu.

“Cennete girince onlara ne armağan edilecek?” dedi.

“Balık ciğerinin ziyadesi!” buyurdular.

“Bunun arkasından ne yiyecekler?” dedi.

“Onlara cennetin etrafında otlayan cennet öküzü kesilecek!” buyurdular.

“Bunun üstüne ne içecekler?” dedi.

“Selsebîl denen cennetteki bir gözenin suyundan” buyurdular. Adam: “Doğru söyledin!” dedi ve ilave etti:

“Ben sana bir peygamber veya bir veya iki kişiden başka hiç kimsenin bilemeyeceği bir şey sormak için geldim” dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

“Söylediğim takdirde sana faydası olacak mı?” buyurdular.

“Kulaklarımla dinlerim” dedi.

“Sor!” buyurdular.

“Sana çocuktan sorucağım” dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

“Erkeğin suyu beyazdır. Kadının suyu ise sarıdır. İkisi birleşir ve erkeğin menisi kadının menisine üstün gelirse Allah’ın izniyle çocuk erkek olur. Kadının menisi erkeğin menisine üstün gelirse çocuk Allah’ın izniyle kız olur” buyurdular. Yahudi:

“Vallahi doğru söyledin! Sen gerçekten hak peygambersin” dedi ve ayrıldı. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:

“Bu adam bana soracağını sordu. Ben bunlardan birşey bilmiyordum. Tâ ki Allah onları bana bildirdi” buyurdular.”

Müslim, Hayz 34, (315).