4603 – HUSUSİ SALAVATLARIN FAZİLETİ

HUSUSİ SALAVATLARIN FAZİLETİ

4603 – Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Beş vakit namaz, bir cuma namazı diğer cuma namazına, bir ramazan diğer ramazana hep kefârettirler. Büyük günah irtikab edilmedikçe aralarındaki günahları affettirirler.”

Müslim, Taharet 14, (223); Tirmizi, Salat 160, (214).

4604 – Yine Ebu Hureyre anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Sabah namazını (cemaatle) kılan, Allah’ın garantisi altındadır. Sakın Allah, (ona verdiği garantisi sebebiyle) size bir ceza vermesin!”

Rezin şunu ilave etti: “Kim bu garantiyi talep ederse onu elde eder ve bir daha da kaçırmaz.”

Tirmizi, Fiten 6, (2165).

4605 – Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Gece ve gündüzde birkısım melekler nöbetleşe aranızda bulunurlar. Bunlar sabah namazı ile ikindi namazında toplanırlar. Sonra sizi geceleyin takip eden melekler (hesabınızı vermek üzere huzu-u ilahiye) yükselir. Sizi çok iyi bilen Allah, bu meleklere sorar: “Kullarımı nasıl bıraktınız?”

“Biz onları namaz kılıyorlarken bıraktık, biz onlara namaz kılarlarken vardık!” derler.”

Buhari, Mevakitu’s-Salat 16, Bed’ü’l-Halk 6, Tevhid 23, 33; Müslim, Mesacid 210, (632); Muvatta, Kâsru’s-Salat 82, (1, 170); Nesai, Salat 21, (1, 240, 241).

4606 – Ammâre İbnu Rueybe radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Güneşin doğmasından ve batmasından önce namaz kılan hiç kimse ateşe girmeyecektir. -Burada sabah ve ikindi namazları kastedilir-.”

Müslim, Mesacid 213, (634); Ebu Dâvud, Salât 9, (427); Nesâi, Salât 21, (1, 241).

4607 – Muâz İbnu Enes el-Cüheni radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Kim sabah namazından çıkınca, iki rek’atlik kuşluk namazını kılıncaya kadar hayırdan başka bir şey söylemeden namaz kıldığı yerde oturur beklerse, Allah onun günahlarını, denizin köpüğü kadar çok da olsa bağışlar.”

Ebu Davud, Salat 301, (1287).

4608 – Ümmü Habibe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Kim hergün farzlar dışında oniki rek’at (nafile) kılarsa Allah onun için cennette mutlaka bir ev inşa eder.”

Ümmü Habibe der ki: “Bunu Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’dan işittiğim günden beri bu namazları terketmedim.”

Müslim, Müsafirin 103, (728); Ebu Davud, Salat 290, (1250); Tirmizi, Salat 306, (415); Nesai, Kıyamu’l-Leyl 66, (3, 261).

4609 – Zeyd İbnu Hâlid radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Kim güzelce abdest alır, sonra da iki rek’at namaz kılar ve namazında gaflete yer vermezse Allah, (seğâirden olan) geçmiş günahlarını mağfiret buyurur.”

Ebu Davud, Salât 162, (905).

4610 – Said İbnu’l-Müseyyeb rahimehullah anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Bizimle münafıklar arasında yatsı ve sabah namazlarında hazır bulunma farkı vardır. Onlar bu iki namaza muktedir olamazlar.”

Muvatta, Salâtu’l-Cemâ’a 5, (1, 130).

4611 – Zeyd İbnu Sâbit radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Kişinin evindeki namazı, benim şu mescidimde kılacağı namazdan efdaldir; tabii ki farzlar hariç.”

Ebu Davud, Salat 205, (1044), 340, (1447); Tirmizi, Salat 331, (450); Muvatta, Salatu’l-Cemâ’a 4, (1, 130).

4612 – Abdülvahid İbni Ziyâd merhum, merfû olarak şunu rivayet etmiştir: “Kişinin çölde kılacağı namazı, tamamladığı takdirde cemaatle kılacağı namazdan efdaldir.”

Rezin tahric etmiştir. Hadis, Ebu Davud’da gelmiştir. Salat 49, (560).

Ebu Davud bu hadisi, Ebu Saidi’l-Hudri’den kaydettiği şu hadisin arkasından rivayet eder: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Cemaatle kılınan namaz yirmibeş namaza bedeldir. Kişi (cemaatle yolculuk sırasında) çölde kılar da rükû ve secdelerini tam yaparsa, o zaman (sevabı) elli misline ulaşır.”

4613 – İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Cemaatle kılanan namaz münferid kılınan namazdan yirmiyedi derece üstündür.” -“Yirmibeş derece” diye de rivayet edildi.-”

Buhari, Ezan 30, 31; Müslim, Mesacid 249, (650); Muvatta, Cemâ’a 1; Tirmizi, Salat 161, (215); Nesai, İmamet 42. (2. 103).

4614 – Ebu’d-Derda radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Köyde olsun, kırda olsun üç kişi olur da orada cemaatle namaz kılınmazsa, şeytan onlara galebe çalmış demektir. Size cemaatle namaz kılmanızı tavsiye ederim.”

Ebu Davud, Salat 47, (547); Nesai, İmamet 48, (2, 106).

Rezin şu ziyadede bulunmuştur: “Zira insanın kurdu şeytandır. Onu yalnız yakaladı mı yer.”

4615 – Ebu Sa’iid radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, namazı kılıp bitirdikten sonra bir adam gelip namaza durdu. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: “Şununla namaza durup ticaret yapacak kimse yok mu?” buyurdular. Bunun üzerine bir adam kalkıp onunla (ona uyarak) namaz kıldı.”

Tirmizi, Salat 164, (220); Ebu Davud, Salat 56, (574).

4616 – Hz. Osman radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa sanki gecenin yarısını ihya etmiş gibidir. Kim de sabahı da cemaatle kılmışsa gecenin tamamını ihya etmiş gibidir.”

Müslim, Mesacid 260, (656); Muvatta, Cema’at 7, (1, 132); Ebu Davud, Salat 18, (555); Tirmizi, Salat 165, (221).

4617 – Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Kim kırk gün, iftitah tekbirini kaçırmadan cemaatle namaz kılarsa, kendisine iki beraet yazılır; ateşten beraet, nifaktan beraet.”

Tirmizi, Salat 178, (241).

4618 – Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“İmam zamin, müezzin de mü’temendir. Allahım, insanlarımızı irşad et, müezzinlere de mağfiret buyur.”

Ebu Davud, Salat 32, (517); Tirmizi, Salat 153, (207).

4619 – Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Kişinin cemaatle kıldığı namaz, evinde ve işyerinde kıldığı namazından yirmibeş kat daha sevablıdır. Çünkü, güzelce abdest alır, mescide gider. Bu gidişte gayesi sadece ve sadece namazdır. Her adım atışında bir derece yükseltilir, günahından da bini dökülür. Namazını kılınca, namazgahında kıldığı müddetçe melekler ona mağfiret duasında bulunur ve: “Allahım ona mağfiret et, Allahım ona rahmet et, Allahım onun tevbesini kabul et” derler. Bu kimseye, orada eza vermedikçe, hadeste bulunmadıkça böyle devam eder.”

Ebu Hureyre radıyallahu anh’a: “Hadeste bulunması ne demek?” diye sorulmuştu: “Sesli veya sessiz yel bırakmadıkça!” diye açıkladı. “Sizden biri, namazı beklediği müddetçe namazdadır.”

Buhari, Ezan 30, Salat 87, Büyü 49; Müslim, Mesacid 246, (649); Muvatta, Taharet 33, (1, 33); Ebu Davud, Salat 49, (559); Tirmizi, Salat 423, (603).

4620 – Said İbnu’l-Müseyyeb rahimehullah anlatıyor: “Ensardan biri ölmek üzere idi. Dedi ki: “Size bir hadis rivayet edeceğim. Bunu da sadece sevap ümidiyle yapacağım. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ı işittim, şöyle buyurmuştu:

“Biriniz abdest alır ve abdestini güzel yapar sonra da namaza giderse, sağ adımını her atışta, bu adım sebebiyle Allah mutlaka ona bir sevap yazar; sol adımını attıkça da her seferinde mutlaka bir günahını döker. -Öyleyse (mescide) yaklaşsın veya uzaklaşsın- mescide gelir ve cemaatle namazını kılarsa mağfirete mazhar olur. Mescide geldiğinde namazın birkaç rek’ati kılınmış; birkaç rek’ati kalmış ise yetiştiğini cemaatle kılıp, kaçırdıklarını da tamamlamışsa, keza mağfirete mazhar olur. Eğer mescide geldiğinde namazı kılınmış bulur ve tek başına tamamlarsa yine mağfirete mazhar olur.”

Ebu Davud, Salat 51, (563).

4621 – Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Kim evinden temizlenmiş olarak farz namaz için çıkarsa, onun ecri, tıpkı ihrama girmiş hacının ecri gibidir. Kim de kuşluk namazı için çıkar ve sırf bu maksadla yorulursa onun ücreti de umre yapanın ücreti gibidir. Namaz kıldıktan sonra araya lağv (dünyevi kelam) sokmadan kılınan iknici namaz, İlliyyin (denen cennetin yüce makamın)da yazılıdır.”

Ebu Davud, Salat 49, (558).

4622 – Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Beni Selime yurtlarını bırakarak Mescid-i Nebeviye yakın bir yere gelip yerleşmek istediler. (Durumdan haberdar olan) Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:

“(Yürüdüğünüz zamanki) adımların sevabını hesaba katmıyor musunuz?” dedi. Bunun üzerine yerlerinde kaldılar.”

Buhari, Fezailu’l-Medine 11, Ezan 33.

4623 – Hz. Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Karanlıkta mescide gidenlere Kıyamet günü tam bir nura kavuşacaklarını müjdele!”

Ebu Davud, Salat 50, (561); Tirmizi, Salat 165, (223).