4265 – TAİF GAZVESİ

TAİF GAZVESİ

4265 – İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Taif’i kuşatınca hiç bir netice elde edemedi. Bunun üzerine:

“İnşaallah yarın yolcuyuz (muhasarayı kaldıracağız)” dedi. Bu Ashabın pek ağrına gitti:

“Yani, Taif’i fethetmeden gidecek miyiz” -bir rivayette “denecek miyiz”- dediler. Aleyhissalatu vesselam da:

“Sabahleyin saldırın!” buyurdular. Sabahleyin saldırdılar ve birçokları yaralar aldı. Resulullah tekrar:

“Yarın İnşaalllah gideceğiz!” buyurdular. Bu sefer akserler memnun kaldılar. Aleyhissalatu vesselam (onların haline) güldü.”

Buhari, Meğazi 56, Edeb 68, Tevhid 31; Müslim, Cihad 82, (1778).

4266 – Osman İbnu Ebi’l-As radıyallahu anh anlatıyor: “Sakif hey’eti geldiği zaman, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın yanına indiler. Aleyhissalatu vesselam onları mescidde ağırladı, ta ki kalplerini daha bir rikkate getirip müessir olsun.

Onlar (müslüman olup bey’at yapmak için) öşür alınmamasını, cihada çağrılmamalarını ve namazın kendilerine farz kılınmamasını şart koştular. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:

“Sizden öşür alınmasın, cihada da çağırılmayın. Ama rükusuz (namazsız) bir dinde hayır yoktur” buyurdu.”

Ebu Davud, Harac 26, (3026).

4267 – Vehb İbnu Mürebbih anlatıyor: “Bey’at yaptıkları zaman Sakif’in durumu ne idi?” diye sordum.

“Sadaka (zekat = vergi) vermemeyi, cihad etmemeyi şart koştular” dedi ve Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın: “(Onlar gerçek manada müslüman olunca, kendiliklerinden) zekat da verecekler, cihada da katılacaklar!” dediğini işittiğini söyledi.”

Ebu Davud, Harac 26, (3025).