ALLAH, MERKEZİ OLMAKTAN BERİDİR

“ALLAH”, MERKEZİ OLMAKTAN BERİDİR

“ALLAH”, sonsuz – sınırsızdır, dedik..

“ALLAH”ın sınırsız-sonsuz oluşu dolayısıyla bir MERKEZİ olması da muhâldir !.

Bir şeyin merkezi olması için, onun sınırları olması, bu sınırların köşelerinin kesiştiği noktanında merkez kabul edilmesi gerekir…

Halbuki, “ALLAH”ın sınırı yoktur..

Sınırı olmayan şeyin, merkezi de olmaz!.. Merkezi olmayan şeyin özü, içi ve dışı da olmaz!..

Bizim beş duyusal yaşamımıza ve beş duyudan ileri gelen madde kabulümüze göre, bir nesnenin içi ve dışı vardır; özü vardır kabuğu vardır!. Oysa, merkezi olmayan şeyin özü ve kabuğundan, içi ve dışından sözedilemez!.

Nitekim bu manâ Kur’ân-ı Kerîm’de bir âyette şöyle vurgulanmaktadır:

«HU ve’l evvelü vel âhiru ve zâhiru vel bâtın»

«O, evvel, âhır, zâhir, bâtın’dır»

Yani, Zâhir, Bâtın, Evvel ve Âhir diye bildiğin hep “O”dur!.. Bunlar, gerçekte, TEK aynı şeydir!.. Yani, zâhir ve bâtın diye iki ayrı şey yoktur; bu ayrılığı sen uyduruyorsun!.

Evvel, Âhir, Zâhir, Bâtın kelimeleriyle işaret ettiğin şey hep “O”dur!..

Sen, “O”na, ister “Zâhir” de, ister “Bâtın” de, ister “Âhir” de, ister “Evvel” de; dediğin, işaret ettiğin, târif ettiğin hep “O”dur!.

Zirâ, “zâhir-bâtın” ayırımı senin beş duyundan kaynaklanmaktadır!.. Beş duyu ile algılayabildiğine “zâhir” diyorsun, algılayamadığına “bâtın”!..

Oysa altı, yedi, oniki duyuyla algılama durumunda olsaydın, senin için zâhirler de değişecekti, bâtınlar da!.. Ve sen, bugün zâhir dediğine, bâtın; bâtın dediğine de zâhir, demek durumunda olacaktın.

“ALLAH” ismi ile işaret edilen ise sınırsız-sonsuz TEK olması hasebiyle, “ZÂHİR” – “BÂTIN” kavramlarından beridir, münezzehtir!.

Evet, merkezi, içi-dışı, zâhiri-bâtını, başı-sonu olmayan; bu gibi anlamlardan ve oluşlardan beri olan varlığın, bir yerde son bulup, o noktadan sonra ikinci bir varlığın başlamasından sözedebilir misiniz?..

Elbette hayır!.

İşte, bu yüzden farkederiz ki, düşünülebilen, hayâl edilebilen her noktada, tüm özellikleriyle; ve «ZÂT»ıyla ve dolayısıyla tüm özellikleriyle ancak ve ancak, sadece ve sadece KENDİSİ, yani, “AHAD” olan “ALLAH” mevcuttur!..

“O”nun dışında, ikinci bir varlığın vücudundan sözeden ise, tümüyle derin düşünce yetersizliğinden doğan yanılgı içerisindedir!.. Ki bu durumun dindeki adı da «ŞİRK»tir!