664 – İBRAHİM (ALEYHİSSELAM) SURESİ

İBRAHİM (ALEYHİSSELAM) SURESİ

664 – Ebu Umame (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): “Ardında cehennem vardır, orada kendisine irinli su içirilecektir” (İbrahim 14, 16) ayeti hakkında şu açıklamayı yaptı: “İrin ağzına yaklaştırılır, ondan ikrah eder, iğrenir. Biraz daha yaklaştırılınca suratı yanar ve başının derisi dökülür. İrini içince kıçından çıkıncaya kadar, (geçtiği yerleri ve bu meyanda) bağırsaklarını param parça eder.”

Resûlullah bu açıklama üzerine şu ayetleri okudu: “…Ateşte ebedi kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimseler…” (Muhammed, 15).

“…Onlar yardım istediklerinde erimiş mâden gibi, yüzleri kavuran bir su kendilerine sunulur” (Kehf, 29).

Tirmizi, Cehennem, 4, (2586).

665 – Enes İbnu Mâlik (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): “Allah’ın hoş bir sözü; kökü sağlam, dalları göğe doğru olan -Rabbinin izniyle her zaman meyve veren- hoş bir ağaca benzeterek nasıl misal verdiğini görmüyor musun?” (İbrahim, 24-25) ayetinde zikredilen ağaç hakkında: “O hurma ağacıdır” buyurdu. Ve müteakip ayette ifade edilen kötü ağacı da hanzale’ye (zakkum, Ebu Cehil karpuzu da denir, mercimek ağacıdır) benzetti. Ayet şöyle: “Çirkin bir söz de yerden koparılmış, hiç bir sebatı olmayan kötü bir ağaca benzer” (İbrahim, 26).

Tirmizi, Tefsir, İbrahim (3118).

666 – el-Berâ İbnu’l-Âzib (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Müslüman, kabirde suale maruz kalınca: “Allah’tan başka ilah bulunmadığı ve Muhammed’in O’nun kulu olduğuna şehadet eder”. Bunun delili şu ayettir: “Allah inananları dünya hayatında ve ahirette sağlam bir söz üzerine tutar; zâlimleri de saptırır…” (İbrahim, 27).

Buhari, Cenaiz 87, Tefsir, İbrahim 2; Müslim, Sıfatu’l-Cenne, 13, (2871); Tirmizi, Tefsir, İbrahim (3119); Ebu Davud, Sünne 27, (4750); Nesai, Cenaiz 114, (4, 101); İbnu Mace, Zühd 32, (4269).

667 – İbnu Abbas (radıyallahu anhüma), “Allah’ın verdiği nimetleri nankörlükle karşılayanları ve milletlerini helâk yurduna, yaslanacakları cehenneme götürenleri görmüyor musun?” (İbrahim, 27-28) ayetini açıklama sadedinde: “Onlar vallahi Kureyş kâfirleridir. Nankörlükle karşılanan nimet de Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)’dir. “Helak yurduna… götürdüler”in manası, “Bedir günü ateşe … götürdüler” demektir.

Buhari, Megazi 7, Tefsir, İbrahim 3.

668 – Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’e şu ayetten sordum: “Yerin başka bir yerle, göklerin de başka göklerle değiştirildiği, her şeye üstün gelen tek Allah’ın huzuruna çıktıkları günde sakın, Allah’ın peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma…” (İbrahim, 47-48). Ve dedim ki: “Ey Allah’ın Resulü, o gün insanlar nerede olacaklar?”

-“Sırat üzerinde” cevabını verdi.

Müslim, Münafıkun 29, (2791); Tirmizi, Tefsir, İbrahim, (3120).