4904 – ÖLDÜRÜLMESİ CAİZ OLAN VE OLMAYAN HAYVANLAR

ÖLDÜRÜLMESİ CAİZ OLAN VE OLMAYAN HAYVANLAR

4904 – Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Hayvanlardan beş tanesi vardır ki bunların herbiri fâsıktır (zararlıdır). Harem bölgesinde olsun, Hill (denen Harem dışı) bölgesinde olsun bunlar öldürülür: Karga, çaylak, akrep, sıçan, kelb-i akûr (yırtıcılar).”

Buhari, Bed’u’l-Halk 16, Cezâ’u’s-Sayd 7; Müslim, Hacc 66-67, (1198); Muvatta, Hacc 90, (1, 357); Tirmizi, Hacc 21, (837); Nesai, Hacc 113, (5, 208).

Müslim’in bir rivayetinde Hz. Aişe şöyle demiştir: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm beş fâsığın Hill’de ve Harem’de öldürülmesini emretti.” Ebu Davud, Ebu Hureyre radıyallahu anh’tan kaydettiği bir rivayetinde, karga yerine “yılan” demiştir.

4905 – İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor: “Biz, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ile birlikte Mina’da iken, Velmürselât suresi nâzil oldu. Aleyhissalâtu vesselâm onu okuyordu. Ben onu, kendi ağızlarından öğrendim. Mübârek ağızları henüz surenin rutûbetini taşırken, üzerimize bir yılan sıçradı. Aleyhissalâtu vesselâm:

“Öldürün şunu!” buyurdular. Hemen öldürmek üzere atıldık. Fakat yılan önce davranıp kaçtı. Aleyhissalâtu vesselâm:

“Şerrinizden korundu, tıpkı siz de onun şerrinden korunduğunuz gibi!” buyurdular.”

Buhari, Cezâ’u’s-Sayd 7, Bed’ü’l-Halk 14, Tefsir, Mürselât 1; Müslim, Selam 137, (2234); Nesâi, Hacc 114, (5, 208, 209).

4906 – İbnu Ömer radıyallahu anhümâ anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ı minber üzerinde şöyle söylerken dinledim:

“Yılanları öldürün. İki çizgili ve ebteri (engerek) de öldürün. Çünkü bunlar, gözleri kapar (kör eder) ve hâmilelerde düşük yaparlar.”

Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhümâ der ki: “(Bir gün) ben öldürmek için bir yılan kovalarken, Ebu Lübâbe radıyallahu anh bana: “Öldürme onu!” diye nida etti. Ben: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm yılanların öldürülmelerini emir buyurdular!” dedim. O:

“Ama daha sonra ev yılanlarının öldürülmelerini yasakladı!” dedi. Bunlar (ömürleri uzun olduğu için) avâmir denen ev yılanları idi.”

Buhari, Bedi’ü’l-Halk 14, Megazi 11; Müslim, Selam 128, (2233); Muvatta, İsti’zân 31, (2, 975, 976); Ebu Dâvud, Edeb 174, (5252, 5253, 5254, 5255); Tirmizi, Ahkâm 2, (1483).

4907 – Ebu’l-Müseyyeb anlatıyor: “(Bir gün) Ebu Saîd radıyallahu anh’ın yanına girmiştim, namaz kılıyor buldum. Onu beklemek üzere oturdum. Derken evin bir köşesinde tavanı örten hurma dalları arasında bir kıpırtı gördüm. Oraya bakınca bir yılan olduğunu gördüm. Öldürmek üzere atıldım. Ebu Saîd oturmam için işaret etti. Tekrar yerime oturdum. Namazdan çıkınca bana evde bir oda gösterdi ve: “Bu odayı görüyor musun?” diye sordu. Ben: “Evet!” deyince devam etti:

“Onda, bizden evlenmesi yakın bir genç vardı. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ile birlikte Hendek (harbin)e gittik. Genç, gün ortasında, ehline uğramak için Aleyhissalâtu vesselâm’dan izin istiyordu. Bir gün ondan yine izin istedi. Aleyhissalatu vesselâm ona:

“Silahını beraberine al, ben Kureyza’dan sana bir zarar gelir diye korkuyorum!” buyurdular. Adam silahını aldı. Ailesine geldi. Hanımı iki kapı arasında ayakta duruyordu. Elindeki mızrağı ile, dürtmek üzere kaadına eğildi. Adama kıskançlık gelmişti. Kadın ona:

“Mızrağını geri çek! Hele eve gir, beni dışarı çıkaran şeyi bir gör!” dedi. Adam içeri daldı. Bir de ne görsün: Yatağın üzerine çöreklenmiş iri bir yılan! Mızrağıyla ona yöneldi ve yılana sapladı. Sonra çıkıp, süngüyü avluya dikti. Derken yılan üzerine atıldı. Bilemiyoruz, hangisi evvel öldü; yılan mı, genç mi? Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’a gelip, bu durumu anlattık ve: “Dua edin, Allah ona tekrar hayat versin!” dedik. Aleyhissalâtu vesselâm:

“Arkadaşınız için istiğfar ediverin!” buyurdular. Sonra şu açıklamada bulundular:

“Medine’de müslüman olan cinler var. Onlardan birini görürseniz, kendisine üç gün ihtarda bulunun. Eğer bundan sonra yine de görünürse onu öldürün. Çünkü o bir şeytandır.”

Müslim, Selam 139, (2236); Muvatta, İsti’zân 33, (2, 976, 977); Ebu Dâvud, Edeb 174, (5256, 5257); Tirmizi, Ahkâm 2, (1484); (Bazı Tirmizi nüshalarında Sayd bölümünde (17. bab’ta) gelmiştir.)

4908 – İbnu Ebi Leyla babasından anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’a ev yılanlarından sorulmuştu. Şu cevabı verdi:

“Evlerinizde onlardan birini görecek olursanız, ona:

“Size Hz. Nuh’un (gemiye sokarken) aldığı söz hakkı için ve de Hz. Süleyman İbnu Dâvud’un sizden aldığı söz hakkı için bize zarar vermemenizi ve bize görünmemenizi talep ediyorum” deyin. Eğer tekrar dönerlerse öldürün.”

Tirmizi, Ahkâm 2, (1485); Ebu Dâvud, Edeb 174, (5260).

4909 – İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Yılanların hepsini öldürün. Kim yılan(ın intikam alacağın)dan korkarsa, benden değildir.”

“Bir rivayette şöyle buyrulmuştur. “Gümüş çubuk gibi olan uzun yılan hâriç, bütün yılanları öldürün.”

Ebu Dâvud, Edeb 174, (5249, 5261); Nesâi, Cihad 48, (6, 51).

4910 – İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Kim, yılanı (intikam) arar diye (öldürmez) bırakırsa bizden değildir. Biz onlarla harbettiğimiz günden beri onlarla sulh yapmadık.”

Ebu Dâvud, Edeb 174, (5250).

4911 – Hz. Abbâs radıyallahu anh’ın anlattığına göre: “Ey Allah’ın Resûlü demiştir, biz Zemzem kuyusunu temizlemek istiyoruz. Fakat içinde şu küçük yılan var.”

Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm , yılanları öldürmesini emretmiştir.

Ebu Dâvud, Edeb 174, (5251).

4912 – Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm keler için fuveysık (fâsıkcık) dedi ama, “öldürün!” diye emrettiğini işitmedim.”

Buhari, Bed’ü’l-Halk 14, Cezâu’-Sayd 7; Müslim, Selâm 145, (2239); Nesâi, Hacc 115, (5, 209).

4913 – Sa’d İbnu Ebi Vakkâs radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm kelerin öldürülmesini emretti ve onu fuveysika diye isimlendirdi.”

Müslim, Selâm 147, (2240); Metin Müslim’den alınmadır. Ebu Dâvud, Edeb 175, (5263, 5264); Tirmizi, Ahkâm 1, (1482). Bazı Tirmizi tertibinde Sayd bölümünde 13. babta.)