3706 – CENABETTEN GUSÜL

CENABETTEN GUSÜL

3706 – Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) buyurdular ki: “Erkek, kadının dört uzvu arasına çöker ve kadına mübâşeret ederse gusül vacib olur.”

Bir rivâyette de şu ziyade var: “. . . İnzal olmasa bile. ”

Ebu Dâvud’un rivayetinde dört uzvu kelimesinden sonra “. . .hitana (sünnet mahalli) hitanı kavuşturursa, gusül vacib olur” denmiştir.

3707 – İmam Mâlik’in Hz. Aişe’den kaydettiği bir rivayette: “Hitân, hitanı geçince gusül vacib olur, ben ve Resulullah böyle yaptık ve yıkandık ” denmiştir.

Buhari, Gusl 28; Müslim, Hayz 87, (348); Muvatta, Tahâret 71, (1, 45, 46); Ebu Davud, Taharet 84, (216); Nesâi, Tahâret 129, (1, 110, 111); İbnu Mâce, Tahâret 111, (610).

3708 – Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ensâr’dan birine adam göndererek, yanına çağırttı. . Ensâri, başından sular damlaya damlaya geldi. Aleyhissalatu vesselam:

“Herhalde sana acele ettirdik?” buyurdu. Ensâri:

“Evet ey Allah’ın resulü!” deyince:

“Acele ettirilir veya inzal olmazsan gusletmen gerekmez. Sadece abdest gerekir” buyurdular.”

3709 – Müslim’in bir diğer rivayetinde: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselam): “Suyu (yıkanmayı), su (meninin gelmesi) gerektirir” buyurdu ” denmiştir.

3710 – Nesai’nin Ebu Eyyub (radıyallahu anh)’den kaydettiği bir rivayette de Resulullah: “Su, sudan dolayıdır” buyurmuştur.

Buhâri, Vudü 34, Müslim Hayz 81-83, (343-345); Ebu Dâvud, Tahâret 84, (217); Nesâi, Tahâret 132, (1, 115).

3711 – Übey İbnu Ka’b (radıyallahu anh) anlatıyor: “Su, sudan gerekir” hükmü İslam’ın bidayetinde bir ruhsattı. Sonra bundan nehyedildi.” Übeyy ilaveten der ki: “Su, sudan gerekir” hükmü ihtilâm hakkında muteberdir.”

Ebu Dâvud, Tahâret 84, (214, 215); Tirmizi, Tahâret 81, (110, 111).

3712 – Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resulullah’a, “bir kimse elbisesinde ıslaklık bulsa, ancak ihtilam olduğunu hatırlamasa (yıkanması gerekir mi?)” diye sorulmuştu.

“Evet, yıkanmalıdır!” diye cevap verdi. Sonra, ihtilam olduğunu görüp de, yaşlık göremeyen kimseden soruldu:

“Ona gusül gerekmez” dedi. Ümmü Süleym (radıyallahu anhâ) sordu:

“Bunu kadın görecek olursa, kadına gusül gerekir mi?” Buna da:

“Evet! Kadınlar, erkeklerin emsalleridir!” diye cevap verdi.”

Ebu Dâvud, Tahâret 95, (236); Tirmizi, Tahâret 82, (113).

3713 – Yine Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Ümmü Süleym (radıyallahu anhâ) Resulullah (aleyhissalâtu vesselam)’a “Rüyasında, erkeğin gördüğünü gören kadın hakkında sorarak, gusül gerekip gerekmiyeceğini öğrenmek istedi. Aleyhissalatu vesselam:

“Evet! suyu görürse!” cevabını verdi. Aişe (radıyallahu anhâ) (Ümmü Süleym”e yönelip:)

“Allah hayrını versin (neler söylüyorsun)? ” diye ayıpladı. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (Aişe’ye yönelerek):

“Ey Aişe, bırak onu, (dilediğini sorsun!) Öyle olmasa (çocuklarda anne tarafına) benzerlik olur mu? Kadının suyu erkeğin suyuna üstün gelirse, çocuk dayılarına benzer; erkeğin suyu kadınınkine üstün gelirse, çocuk amcalarına benzer ” buyurdular.”

MüsIim, Hayz 33, (314); Muvatta, Tahâret 84, (1, 51); Ebu Dâvud, Tahâret 96, (237); Nesâi, Tahâret, 131, (1,112, 113).

3714 – Müslim’in bir diğer rivayetinde şu ziyade var: “. . .Erkeğin suyu koyu ve beyazdır. Kadının suyu sarı ve akışkandır. Bunlardan hangisi üstün olur veya öne geçerse, benzerlik hâsıl olur.”

Müslim, Hayz 30, (311); Buhari, Menâkıbu’l-Ensâr 49.

3715 – Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “ResuIuIIah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Her bir kılın dibinde cünüblük vardır. Saçları yıkayın, deriyi paklayın.”

Ebu Dâvud, Taharet 98, (248); Tirmizi, Tahâret 78, (106).

3716 – Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kim, yıkamadan tek bir saç kılının dibini kuru bırakırsa, ateşte nice nice azablara düçar olacaktır.”

Hz. Ali (radıyallahu anh) der ki: “Bu(nu işitmem) sebebiyle başıma düşman oldum. Bu sebeple başıma düşman oldum, Bu sebeple başıma düşman oldum.” Nitekim Hz. Ali saçlarını keserdi.”

Ebu Dâvud, Taharet 98, (249).

3717 – Hz. Sevbân (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a cenâbetten temizlenmek hususunda sorulmuştu. Buyurdular ki: “Erkek ise, saçını açsın ve su kılların dibine varıncaya kadar yıkasın. Kadın ise, saçını(n örgüsünü) açmamasının ona bir zararı yok. Başına elleriyle üç kere su avuçlayıp döksün.”

Ebu Dâvud, Tahâret 100, (255).

3718 – Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cenabetten gusledince önce ellerini yıkamaktan başlardı, sonra namaz abdesti gibi abdest alırdı. Sonra parmaklarını suya batırır, onIarla saç diplerini hilallerdi. Deriyi ıslattığı kanaati hâsıl olunca tepesinden üç kere su dökerdi. Sonra da bedeninin geri kalan kısımlarını yıkardı. En sonra da ayakIarını yıkardı.”

3719 – Bir diğer rivayette: “.Suya sokmazdan önce ellerini yıkayarak başlardı” denmiştir.

3720 – Bir başka rivayette: “Sağ elini yıkayarak başlar, onun üzerine su döker, sonra sağ eliyle vücudundaki ezâ’nın üzerine su döker, sol eliyle de onu yıkardı. ” denmiştir. Bu Sahiheyn’in lafzıdır.

3721 – Ebu Dâvud’un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: “Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) der ki: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), başı üzerine üç kere su dökerdi: Biz ise, örmelerimiz sebebiyle beş kere dökerdik.”

3722 – Sahiheyn’in bir rivayetinde şöyle denir: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), cenabetten yıkandığı zaman (süt sağılan şab gibi) bir kab(ta su) isterdi. Onu eliyle tutar, başının sağ tarafını yıkayarak başlar, sonra da sol kısmını yıkardı. Sonra iki avucuyla su alır, onlarla başına dökerdi.”

3723 – Buhari’nin diğer bir rivayetinde (Hz. Aişe) şöyle demiştir: “(Resulullah’ın zevcelerinden) birimiz cenâbet olduğu vakit, eliyle üç kere başının üzerine su döker, sonra eliyle üç kere sağ tarafına su döker, diğer eliyle de sol tarafın dökerdi.”

Buhari, Gusl 1,15,19; Müslim, Hayz 35, (316); Muvatta, Tahâret 67, (1, 44), 80, (1,45); Ebu Dâvud, Tahâret 98, (240, 241, 242, 243, 244),100, (253); Nesâi, Tahâret 152, 153, 155, 156, 157, (1, 132-135); Tirmizi, Tahâret 76, ( 104).

3724 – Hz. Meymune (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) cenabetten yıkanırken ben O’na perde oldum, (şöyle yıkanmıştı):

Önce ellerini yıkadı. Sonra sağ eliyle (kaptan) solu üzerine su dökerek fercini ve (meniden) bulaşanları yıkadı. Sonra elini duvara -veya yere- sürdü. Sonra namaz abdesti gibi abdest aldı, ancak ayaklarını yıkamayı terketti. Sonra üzerine su döktü. Sonra ayaklarını çekip yıkadı. Aleyhissalatu vesselam’ın cenabetten guslü işte böyledir.”

Buhari, Gusl 1, 5, 7, 8, 10, 11, 16, 18, 21; Müslim, Hayz 4, (317); Ebu Dâvud, Tahâret 98, (245); Tirmizi, Tahâret 76, (103); Nesâi, Tahâret 161, (1, 137), Gusl 15, (1, 204), 22, (1, 208).

3725 – İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “(Babam) Ömer (radıyallahu anh) Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a cenâbetten nasıl yıkanacağını sordu. Aleyhissalatu vesselam dedi ki:

“(Kişi) sağ eli üzerine su dökerek başlar, iki veya üç kere döker (ve ovalayıp yıkar). Sonra sağ elini kaba sokar (avuçladığı suyu) ferci üzerine boşaltır, bu sırada sol eli ferci üzerindedir. Dökülen su ile oralarındaki (meni bulaşığı)nı temizleninceye kadar yıkar. Sonra isterse elini toprağa koyar, sonra sol eli üzerine, temizleninceye kadar su döker. Sonra üç kere ellerini yıkar. İstinşakta bulunur (burnuna su çekip yıkar). Mazmaza yapar (ağzına su alıp yıkar). Yüzünü ve kollarını üçer kere yıkar. Başına sıra gelince meshetmez, suyu döker (ve bedeninin geri kalan kısmını yıkar).”

Nesâi Gusl 18, (1, 205, 206).

3726 – Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “(Bir gün) ey AIlah’ın Resulü! dedim. Ben çok örgüsü olan bir kadınım. Hayız ve cenabetten yıkanırken örgüleri çözeyim mi?”

“Hayır! buyurdular, başının üzerine, ellerinle üç kere su avuçlayıp dökmen, sonra da bedenine su döküp yıkanman sana yeterlidir.”

Müslim, Hayz 58, (330); Ebu Dâvud, Tahâret 100, (251, 252); Tirmizi, Tahâret 77, (105); Nesâi, Tahâret 150, (1, 131).

3727 – Ubeyd İbnu Umayr el-Leysi anlatıyor: “Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) ye, Abdullah İbnu Ömer’in, kadınlara yıkandıkları zaman örgülerini açmalarını emrettiği haberi ulaşmıştı, şöyle dedi:

“İbnu Ömer ‘e hayret doğrusu! Kadınlara başlarını çözmelerini emrediyormuş, bir de traş olmalarını emretmiyor mu? Ben ve Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) aynı kaptan (beraberce) yıkanırdık. Ben, başıma üç kere su dökmekten başka birşey yapmazdım (da Resulullah müdahale edip “örgülerini de çöz ” demezdi).”

Müslim, Hayz 59, (331).

3728 – Katâde rahimehullah anlatıyor: “Hz. Enes (radıyallahu anh)’in bize anlattığına göre, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın tek bir gusülle, bütün hanımlarını dolaştığı olmuştur.”

Buhari, Gusl 12, 24, Nikah 4, 102; Ebu Dâvud, Tahâret 75, (218); Tirmizi, Tahâret 106,

(140); Nesâi, Tahâret 170 (1,143).

3729 – Ebu Râfi (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), birgün bütün hanımlarına uğradı. Her birisinin yanında ayrı ayrı yıkandı. Kendisine:

“Ey Allah’ın Resulü dedim, en sonunda bir kere yıkansanız olmaz mı?”

“(Olmasına olur, ancak) böyle yapmak daha temiz, daha hoş ve daha paktır!” buyurdular.”

Ebu Dâvud, Tahâret 86, (219).

3730 – Ebu Sa’idi’l-Hudri (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Biriniz ehline temas eder, sonra tekrar etmek dilerse ikisi arasında abdest alsın.”

Müslim, Hayz 27, (308); Ebu Dâvud, Tahâret 86, (220); Tirmizi, Tahâret 107, (141); Nesai, Tahâret 107, (1,142).

3731 – Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) yıkanır, (sabahtan önce) iki rek’at namazla sabah namazını kılardı. Gusülden sonra Aleyhissalatu vesselam’ın bir de abdest aldığını zannetmiyorum.”

Tirmizi, Tahâret 79, (107); Nesâi, Tahâret 162, (1,137); Ebu Dâvud, Tahâret 99, (250).

3732 – Yine Hz. Aişe anlatıyor: “Ben ve Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), farak denen tek bir kaptan beraber guslederdik.” Süfyan der ki: “Bir farak üç sa’dır.”

3733 – Ebu Seleme’nin yaptığı diğer bir rivayette şöyle gelmiştir: “Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) ‘nin yanına girmiştim. Yanımda Hz. Aişe’nin süt kardeşi vardı. Kendisine, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ‘in cenâbetten nasıl yıkandığını sorduk. Bir sa’ miktarında bir kap getirtti ve onunla yıkandı. Aişe ile aramızda bir perde vardı. (Yıkanırken) üzerine üç kere su döktü ve dedi ki:

“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın zevceleri, saçları kulak memesi civarında olması işin saçlarının başlarını alırlardı.”

Buhari, Gusl 2; MüsIim, Hayz 41, 42, (319, 320); Muvatta, Tahâret 68, (1, 44, 45); Ebu Dâvud, Tahâret 97, (238); Nesai, Tahâret 144, (1, 127).

3734 – Muhammed el-Bâkır rahimehullah anlatıyor: “Hz. Cabir (radıyallahu anh)’in yanında idik. Yanında gusülden soran bir grup insan vardı. Şöyle cevap verdi:

“Bir sa ‘ su sana yeter!” Bir adam:

“Bana kâfi gelmez!” diye itiraz etti. Hz. Câbir:

“Ama, saçı senden daha çok ve senden daha hayırlı olan zâta yetiyordu!” dedi. Onun burada kasdettiği “hayırlı zât ” Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) idi.”

Buhari, Gusl 3, 4; Nesâi, Tahâret 144, (1,128). (İbnu Hacer, bu rivayetin Müslim’de bulunmadığını söyler).

3735 – Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Ben ve Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) sarıdan mâmul bir kaptan su alarak yıkanırdık.”

Nesâi, Tahâret, 47, (9 8, 99).

3736 – Ya ‘la İbnu Ümeyye (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) açıkta (izarsız) yıkanan bir adam görmüştü. Derhal minbere çıkarak, Allah’a hamd ve senâda bulunduktan sonra:

“Allah diridir ve ayıpları örtücüdür, hayayı ve örtünmeyi sever. Öyleyse biriniz yıkanınca örtünsün” buyurdu.”

Ebu Dâvud, Hamâm 2; Nesâi, Gusl 7, (1, 200).

3737 – Ebu’s-Semh (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ‘a hizmet ediyordum. Yıkanmak isteyince:

“Bana enseni dön!” derdi. Ben de ensemi dönerdim. Böylece ona perde olurdum.”

Nesâi, Tahâret 143, (1, 126).

3738 – Ümmü Hani Bintu Ebi Tâlib (radıyallahu anh) anlatıyor: “(Mekke ‘nin) Fethi gününde Resulullah (aleyhissalâtu vesselam)’ın yanına gittim. O’nu yıkanır buldum. Kızı Fâtıma da bir giyecekle O’na perde yapıyordu.”

Müslim Hayz 70, (336).

3739 – İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) yıkanmıştı. (Kurulanması için) bir havlu getirildi. Onunla kurulanmayıp:

“Su(yun) ıslaklığı ile böyle (daha iyi)!” buyurdular.”

Nesâi, Taharet 162, (1, 138).

3740 – İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Namaz elli vakitti cenâbetten gusül de yedi defa idi. Elbiseden sidiğin yıkanması da yedi defa idi. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (azaltmasını Cenab-ı Hak’tan) taleb ede ede namaz beş’e, cenabetten gusül bire, elbiseden sidiğin temizlenmesi bir kereye indirildi.”

Ebu Dâvud, Tahâret 98, (247).

3741 – Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Bazen Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) cenabetten yıkanır, sonra (üşümüş olarak gelip) bana sokulup benim ısıtmamı isterdi, ben de O’nu bağrıma bastırıp ısıtıyordum. Bundan dolayı ben ayrıca yıkanmıyordum.”

3742 – Yine Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resulullah cenabetten yıkanırken başını hıtmi (denen otla) yıkardı. Bununla yetinir, (hıtmili su) üzerine ayrıca su dökmezdi.”

Ebu Davud, Tahâret 101, (256).

3743 – Yine Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Biz Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın beraberinde ihramlı ve ihramsız her iki durumda da buIunduk. Bu esnada saçlarımız yapıştırılmış bulunduğu halde yıkanırdık.”

Ebu Dâvud, Tahâret 100, (254).

3744 – Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), cünüb olmadıkça her halimizde bize Kur’an okutup ta’lim ederdi.”

3745 – Nesâi’nin bir başka rivayetinde şöyle gelmiştir: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) heladan çıkınca Kur’an okutur, bizimle et yerdi. Cenabet halinden başka hiçbir şey O’nunla Kur’an arasına perde olmazdı.”

Ebu Dâvud, Tahâret 91, (229); Tirmizi, Tahâret 111, (146); Nesai, Tahâret 171, (1, 144).

3746 – İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)’dan rivayet edildiğine göre O cünüb kimsenin Kur’an okumasında bir beis görmezdi.”

Rezin tahric etmiştir. Buhari bab başlığında muallak olarak kaydetmiştir. Buhâri, (Hayz 7).

3747 – Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselam), cünübken uyumak istediği takdirde fercini yıkar ve namaz abdestiyle abdest alırdı.”

3748 – Müslim’in bir rivayetinde: “. .Yemek veya uyumak istediği zaman namaz abdestiyle abdest alırdı ” denmiştir.

3749 – Müslim’in, Abdullah İbnu Ebi Kays ‘tan yaptığı diğer bir rivâyette Abdullah der ki: “Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) ‘ya Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın vitir namazından sordum. ” Hadisi zikreder. Hadiste şu ibare de var:

“Hz. Aişe’ye: “Resulullah cünübken ne yapardı, uyumadan önce yıkanır mıydı? Veya yıkanmadan önce uyur muydu?” diye sordum. Bana şu cevabı verdi: “Bunların hepsini yapardı. Bazan yıkanır ve sonra uyur, bazan abdest alır ve uyurdu.” Bunu işitince:

“Bu meselede genişlik koyan Allah’a hamdolsun!” dedim…”

3750 – Ebu Dâvud ‘un rivâyetinde, Gudayf İbnu’I-Hâris der ki: “Hz. Aişe (radıyallahu an hâ)’ye sordum:

“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) cenabetten gecenin başında mı yıkanırdı sonunda mı?”

“Bazan başında, bazan da sonunda yıkanırdı.” dedi. Ben:

“Allahuekber! Bu meselede genişlik veren Allah ‘a hamdolsun!” dedim ve tekrar sordum.

“Vitir namazını gecenin evvelinde mi kılardı, âhirinde mi?”

“Bazan evvelinde bazan âhirinde kılardı ” dedi. Ben:

“Allahuekber! Bu meselede genişlik veren Allah’a hamdolsun!” dedim ve tekrar sordum:

“Resulullah (aleyhlssalâtu vesselâm) Kur’ân’ı açıktan mı okurdu sessiz mi okurdu?”

“Bazan açıktan okur bazan da sessiz okurdu” dedi. Ben:

“Allahuekber! dedim. Bu meselede kolaylık koyan Allah’a hamdolsun!”

3751 – Tirmizi ve Ebu Dâvud ‘un bir rivayetinde de şöyle gelmiştir: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam), cünübken uyur ve hiç suya dokunmazdı.”

Tirmizi der ki: “Hz. Aişe’den, Aleyhissalatu vesselam’ın uyumazdan önce abdest aldığı da rivayet edilmiştir ve bu rivayet en sahih olanıdır.”

3752 – Nesai’nin bir rivayetinde: “Resulullah aleyhissalatu vesselam yemek veya içmek istediği zaman ellerini yıkar sonra yer içerdi” denmiştir.

Buhari, Gusl 27, 25; Müslim, Hayz 21, (305, 307); Muvatta, Taharet 77, (1, 47, 48); Ebu Dâvud, Tahâret 88, 90 (222, 223, 224, 226, 228); Salât 343, (1437); Tirmizi, Tahâret 87, (118, 119); Nesâi, Tahâret 163, 164, 165, 166 (1,138-139), Gusl 4, 5, (1, 199).

3753 – İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Ömer İbnu’l-Hattab (radıyallahu anh), geceleyin Cünüb olduğunu, (ne yapması gerektiğini) sordu. Aleyhissalatu vesselam: “Abdest al, uzvunu yıka, sonra uyu!” buyurdular. ”

Buhari, Gusl 27, 25; Müslim Hayz 25, (306); Muvatta, Tahâret 76 (1, 47); Ebu Dâvud, Tahâret 87, (221); Nesâi, Tahâret 167, (1,140) ; Tirmizi, Tahâret 88, (120). Bu metin Sahiheyn’e aittir.

3754 – Nafi rahimehullah anlatıyor: “İbnu Ömer radıyallahu anhümâ, cünübken uyumak veya yemek istediği zaman, yüzünü ve dirseklerine kadar ellerini yıkar, başını mesheder, sonra yer veya uyurdu.”

Muvatta, Taharet 78, (1, 48).

3755 – Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)’nin anlattığına göre: “Resulullah (aleyhissalatu vesselâm) Medine sokaklarından birinde kendisine rastlamıştır. Ebu Hüreyre bu sırada cünüp olduğu için, Aleyhissalatu vesselam’ın nazarından sıvışarak gidip yıkanır gelir. Gelince Aleyhissalatu vesselam:

“Ey Ebu Hüreyre neredeydin?” diye sorar.

“Ben cünübtüm, pis pis sizinle oturmak istemedim” cevabında bulunur. Aleyhissalatu vesselam:

“Sübhânallah! (bilmez misin ki) müslüman pis olmaz!” ferman eder.

Buhari, Gusl 23, 24; Müslim, Hayz 115, (371); Ebu Dâvud, Tahâret 97, (231); Tirmizi, Tahâret 89, (121); Nesâi, Tahâret 172, (1, 145, 146).

3756 – Huzeyfe İbnu’I-Yemân (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’la bir gün karşılaştığımızda cünüb idim, hemen yolumu çevirip gidip yıkandım. Bilahare gelince:

(Böyle sizi görünce alelacele sıvışmamın sebebi) cünüb olmam idi!’ dedim. Aleyhissalâtu vesselam:

“Müslüman (cenabetle) pis olmaz ki!” buyurdular.”

3757 – Nesâi ‘nin rivayetinde hadis şöyledir: “Resulullah (aleyhissalatu vesselâm), Ashabından bir erkekle karşılaşınca onu mesheder ve ona dua ediverirdi. Bir gün erken vakitte Aleyhissalâtu vesselam’ı (sokakta) gördüm. Hemen yolumu ondan çevirdim. (Eve gidip yıkandıktan sonra) güneş yükselince yanına geldim. Bana:

“(Sabahleyin) seni görmüştüm, hemen yolunu benden çevirdin!” buyurdular. Ben de açıkladım:

“Çünkü ben cünübtüm (bu halde) bana dokunmanızdan korktum.”

“Şurası muhakkak ki dedi Aleyhissalâtu vesselam, mü’min necis olmaz!”

Müslim, Hayz 116, (372); Ebu Dâvud, Taharet 92, (230); Nesâi, Tahâret 172, (1, 145).

3758 – Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor. “Namaza kalkılıp saflar düzlenmişti ki Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm geldi, namazgâhına geçti. O anda cünüb olduğunu hatırları. Bize: “Yerinizde durun!” deyip, hemen ayrılıp yıkanmaya gitti. Gusledip dönünce başından henüz su damlıyordu. Tekbir getirdi, namaza durdu, beraber namaz kıldık…”

3759 – Ebu Bekre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, sabah namazını kıldırmak üzere (mescide) girmişti. Eliyle “Yerinizde durun!” diye işaret buyurdu (ve çıktı). Sonra başından su damladığı halde geri geldi ve cemaate namazlarını kıldırdı.”

3760 – Bir rivayette: “…Namazıa tamamlayınca: “Ben de bir insanım. (İlk geldiğimde) cünübtüm” buyurdu” denmiştir.

Buhari, Gusl 17, Ezan 24, 25; Müslim, Mesacid 157, (605); Muvatta, Taharet 79, (1, 48); Ebu Davud, Taharet 94, (234, 235); Nesai, İmamet 14, (2, 81, 82).

3761 – Süleyman İbnu Yesar rahimehullah anlatıyor: “Hz. Ömer radıyallahu anh halka sabah namazını kıldırdı ve arkadan Curuf nam mevkideki arazisine gitti. Orada, elbisesinde meni bulaşığı gördü.

“Biz dedi, yağlı yeyince, damarlarımız gevşedi (bu yüzden ihtilam olduk).”

Derhal yıkandı ve elbisesinde gördüğü meni bulaşığını da yıkadı. Sonra, namazını iade etti.”

3762 – Bir başka rivayette “meni” kalimesinden sonra şu ibare yer alır: “Halkın işini üzerime alalıdan beri ihtilam olmaya başladım” dedi. Derhal yıkanıp elbisesinde gördüğü bulaşığı yıkadı. Sonra kuşlukta güneş tam olarak yükselince namazını kıldı.”

Muvatta, Taharet 80, 81, 82, (1, 49).