3309 – KARŞILIKLI MUHABBET

KARŞILIKLI MUHABBET

3309 – Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Nefsim yed-i kudretinde olan zâta yemin ederim ki, imân etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız! Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yaygınlaştırın!”

Müslim, İman 93, (54); Ebu Davud, Edeb 142, (5193); Tirmizi, İsti’zan 1, (2589).

3310 – Nu’man İbnu Beşir (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resulullah aleyhissalâtu vesselam buyurdular ki: “Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte mü’minlerin misali, bir bedenin misalidir. Ondan bir uzuv rahatsız olsa, diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona iştirak ederler.”

Buhari, Edeb 27; Müslim, Birr 66, (2586).

3311 – Mikdam İbnu Madikerb (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Biriniz kardeşini (Allah için) seviyorsa ona sevdiğini söylesin.”

Ebu Davud, Edeb 122, (5124); Tirmizi, Zühd 54, (2393).

3312 – Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın yanında bir adam vardı. Derken oradan birisi geçti. (Aleyhissalatu vesselam’ın yanındaki):

“Ey Allah’ın Resulü! dedi, ben şu geçeni seviyorum.”

“Pekiyi kendisine haber verdin mi?” diye Aleyhissalatu vesselam sordu.

“Hayır!” deyince,

“Ona haber ver!” dedi. Adam kalkıp, gidene yetişti ve:

“Seni Allah için seviyorum!” dedi. Adam da:

“Kendisi adına beni sevdiğin Zât da seni sevsin!” diye mukabelede bulundu.”

Ebu Davud, Edeb 122, (5125).

3313 – Yezid İbnu Nu’ame ed-Dabi (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Bir kimse, bir başkasıyla kardeşleştiği zaman, ilk iş ismini, babasının ismini ve kimlerden olduğunu sorsun. Çünkü böyle yapmak, sevginin artmasına daha uygundur.”

Tirmizi, Zühd 54, (2394).

3314 – Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın şöyle söylediğini işittim:

“Dostunu severken ölçülü sev, günün birinde düşmanın olabilir. Düşmanına da buğzunu ölçülü yap, günün birinde dostun olabilir.”

Tirmizi, Birr 60, (1998).

3315 – Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Aziz ve Celil olan Allah Teala hazretleri Kıyamet günü şöyle diyecek: “Benim celalim adına sevişenler nerede? Gölgemden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı şu günde onları gölgemde gölgelendireyim!”

Müslim, Birr 37, (2566); Muvatta, Şi’r 13, (2952).

3316 – Hz. Mu’az İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Allah Teala hazretleri buyuruyor ki: “Benim celalim adına birbirlerini sevenler var ya! Onlar için nurdan öyle minberler vardır ki, peygamberler ve şehidler bile onlara gıbta ederler.”

Tirmizi, Zühd 53, (2391).

3317 – Ebu İdris el-Havlani, Mu’az İbnu Cebel radıyallahu anh’den naklediyor:

“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Allah Tebareke ve Teala Hazretleri şöyle hükmetti:

“Benim rızam için birbirlerini sevenlere, benim için bir araya gelenler, benim içiin birbirlerini ziyaret edenlere ve benim için birbirlerine harcayanlara sevgim vacip olmuştur.”

Muvatta, Şi’r 16, (2, 953, 954).

3318 – Hz. Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Amellerin en faziletlisi Allah için sevmek, Allah için buğzetmektir.”

Ebu Davud, Sünnet 3, (4599).

3319 – Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Allah’ın kulları arasında bir grup var ki, onlar ne peygamberlerdir ne şehidlerdir. Üstelik Kıyamet günü Allah indindeki makamlarının yüceliği sebebiyle peygamberler de, şehidler de onlara gıbta ederler.”

Orada bulunanlar sordu:

“Ey Allah’ın Resulü! Onlar kim, bize haber ver!”

“Onlar aralarında ne kan bağı ne de birbirlerine bağışladıkları bir mal olmadığı halde, Allah’ın ruhu (Kur’an) adına birbirlerini sevenlerdir. Allah’a yemin ederim, onların yüzleri mutlaka nurdur. Onlar bir nur üzeredirler. Halk korkarken, onlar korkmazlar. İnsanlar üzülürken, onlar üzülmezler.

Ve şu ayeti okudu: “Haberiniz olsun Allah’ın dostları var ya! Onlara ne korku var ne de onlar üzülecekler” (Yunus 62).

Ebu Davud, Büyü 78, (3527).

3320 – Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Allah bir kulu sevdi mi Hz. Cebrail aleyhisselam’a:

“Allah falanı seviyor, onu sen de sev!” diye seslenir. Onu Cebrail de sever. Sonra o, sema ehline: “Allah falanı seviyor, onu siz de sevin!” diye nida eder, derken bütün sema ehli de onu sevmeye başlar. Sonra onun için arz (halkı arasına hüsn-ü kabul) konur.”

Buhari, Tevhid 33, Edeb 41; Müslim, Birr 157, Muvatta, Si’r 15; Tirmizi, Tefsir, Meryem (3160).

Hadisin Müslim’deki rivayetinde şu ziyade var:

“Allah Celle Celaluhu, bir kula da buğzetti mi Cebrail aleyhisselam’a:

“Ben falancaya buğzettim sen de buğzet!” diye seslenir. Ona Cebrail de buğzetmeye başlar. Sonra Cibril sema ehline nida eder:

“Allah Celle Celaluhu falan kimseye buğzetti, siz de buğzedin!” Sonra yeryüzüne onun için buğz vaz’edilir.”

3321 – Hz. Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ey Allah’ın Resulü! dedim. Kişi, bir kavmi sever, fakat onların amelini işleyemezse, (sonu ne olacak)?”

“Ey Ebu Zerr, buyurdu, sen sevdiğinle berabersin!”

3322 – Tirmizi’nin bir rivayetinde: “Kişi sevdiğiyle beraberdir” denmiştir.

Buhari, Edeb 96; Müslim, Birr 165, (2640); Ebu Davud, Edeb 122, (5126); Tirmizi, Zühd 50, (2388).

3323 – Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Ruhlar toplanmış cemaatler (gibidir). Onlardan birbiriyle (önceden) tanışanlar kaynaşır, tanışmayanlar ayrılırlar.”

Buhari, Enbiya 2; Müslim, Birr 159, (2638); Ebu Davud, Edeb 19, (4834).