2905 – BEŞ VAKİT NAMAZA BAĞLI (RÂTİB) NAFİLELER

BEŞ VAKİT NAMAZA BAĞLI (RÂTİB) NAFİLELER

2905 – İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte iki rek ‘at öğleden evvel, iki rek ‘at sonra, keza iki rek ‘at cum ‘adan sonra, rek’at akşamdan sonra, iki rek ‘at yatsıdan sonra namaz kıldım. Akşam ve yatsı(dan sonrakiler) evinde idi.”

Buharî, Teheccüd.29, 25, 34; Cum’a 39; Müslim, Müsafirîn 291, (729), Cum’a 71, (882); Muvatta, 69, (1,166); Ebu Dâvud, Salât 290, (1252); Nesâî, İkâmet 64, (2,119), Cum’a 43, (3, 113) ; Tirmizî, Salât 220, (433, 434).

2906 – Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki :

“Sünnette gelen oniki rek ‘ate kim devam ederse Allah ona cennette bir ev bina eder: Bu oniki rek’atin:

– Dördü öğleden önce,.

– İkisi öğleden sonra,

– İkisi akşamdan sonra,

– İkisi yatsıdan sonra,

– İkisi de sabahtan önce.”

Tirmizî, Salât 206, (414); Nesâî, Kıyamu’l- Leyl 66, (3, 260); İbnu Mâce; İkâmet 100, (1142).

2907 – Yine Hz. Aişe (radıyallhu anhâ) anlatıyor: “İki namaz var ki Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bunları ne gizli ne de alenî olarak seferde ve hazerde hiç terketmedi: Sabahtan önce iki rek’at, ikindiden sonra iki rek’at.”

Buharî, Mevâkîtu’s-Salât 33, 73; Müslim, Salâtu’1-Müsâfirîn 300, (835); Ebu Dâvud, Salât 290, ( 1253); Nesâî, Mevâkîtu’s-Salât 36, (1, 281 ), Kıyâmu’l-Leyl 56, (3, 251, 252).

2908 – Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) sabah ve ikindi hariç her namazın arkasından iki rek’at (nafile) kılardı.”

Ebu Dâvud, Salât 299, (1275).

2909 – Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) nafilelerden hiç birine, sabah namazını iki rek ‘atlik nafilesi kadar aşırı ilgi göstermemiştir.”

2910 – Ebu Dâvud’un, Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) ‘den kaydettiği bir rivayette şöyle gelmiştir:

“Sizi, atlılar tardedecek (kovalayacak) bile olsa o iki rek’ati terketmeyin. ”

2911 – Nesâî’nin bir rivayetinde :”Sabah namazından önce kılınacak iki rek’at nafile namaz dünyanın tamamından daha hayırlıdır” denmiştir.

Buharî, Teheccüd 27; Müslim, Salâtu’l-Müsafirin 96, (725); Ebu Dâvud, Salât 291, 292, (1254, 1258) ; Tirmizî; Salât 307, (416); Nesâî; Kıyâmu’l-Leyl 56, (252).

2912 – Yine Hz. Aişe anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) sabah namazında ezanla ikamet arasında hafif iki rek ‘at namaz kılardı.”

2913 – Diğer bir rivayette şu ibare var: “O iki rek ‘atı öyle hafif tutardı ki, ben, “bunlrda Fatiha’yı okudu mu?” derdim.”

2914 – Nesâî ‘nin bir başka rivayetinde şöyle gelmiştir: “Müezzin sabah ezanının birincisini bitirip sükut ettimi kalkar, sabah namazından önce ve ufukta fecrin açılmasından sonra iki rek’at hafif namaz kılar, sonra da sağ yanının üzerine uyurdu.”

Buharî, Teheccüd 28, 12; Müslim, Müsafirin 90, (724); Muvatta, Salâtu’l-Leyl 29, (1, 127); Ebu Dâvud, Salât 292, (1, 255); Nesâî, Kıyâmu’l-Leyl 60, (3, (256); 58, (3, 252-253).

2915 – İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) sabahın iki rek’atında çoğunlukla şunları okurdu: Birinci rek’atta (mealen): “(Ey müminler) deyin ki:

“Biz Allah’a, bize indirlene; Kur’an’a, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Ya’kûb’a ve torunlarına (esbâta) indirilenlere, Musâ’ya, İsâ’ya verilenlere ve bütün peygamberlere Rabbleri katından verilen (Kitap ve âyetlere) îman ettik. Onlardan hiç birini (kimine inanmak, kimini inkâr etmek suretiyle) diğerinden ayırd etmeyiz. Biz, (Allah’a) teslim olmuş (müslümanlar)ız” (Bakara 136). İkinci rek’atte de, Al-i İmran sûresindeki şu âyet (meâlen): “Deki: “Ey Ehl-i Kitap (Yahudiler, Hıristiyanlar) hepiniz bizimle sizin aranızda müsavi (ve âdil) bir kelimeye gelin. (Şöyle) diyerek: “Allah’tan başkasına tapmayı, Ona hiç bir şeyi eştutmayalım. Allahı bırakıp da kimimiz kimimizi Rabler (diye) tanımayalım (Buna rağmen) eğer yine yüz çevirirlerse (o halde) deyin ki: “Şahid olun, biz muhakkak müslümanlarız” (64. âyet).

Müslim, Müsafirin 99, (727); Ebu Dâvud, Salât 292, (1259); Nesâî, İftitah 38, (2, 155).

2916 – Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) sabahın iki rek’atında çoğunlukla şunları okurdu: “(Ey müminler) deyin ki: “Biz Allah’a, bize indirilene (Kur’an’a), İbrahim’e, İsmâil’e. İshâk’a, Ya’kub a ve torunlarına (esbât) indirilere, Musa’ya, İsâ’ya verilenlere ve bütün peygamberlere Rabbleri katından verilen (Kitap ve âyetlere) iman ettik. Onlardan hiç birini (kimine inanmk kimini inkâr etmek suretiyle) diğerinden ayırd etmeyiz. Biz, (Allah’a) teslim olmuş (müslümanlar)ız”. (Bakara 136). İkinci rek ‘atte de: “Ey Rabbimiz, senin indirdiğin (oKitab’a) inandık, o peygambere de tabi olduk. Artık bizi (birliğini ve peygamberlerini tanıyan) şâhidlerle beraber yaz”. (Al-i İmrân 53) ayetini okurdu.”

2917 – Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) sabahın iki rek ‘atinde şunları okurdu: “Kul ya eyyuhe ‘l- Kâfirun ” ve “Kul hüvallahu ahad.”

Müslim, Müsafirin 98, (726); Ebu Dâvud, Salât 98, (1256); Nesâî, İftitah 39, (2, 155, 156).

2918 – Tirmizî’nin İbnu Mes’ud’dan kaydettiği bir rivayette şöyle gelmiştir: “Ben bir ay kadar Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı göz ucuyla tâkib ettim, sabahın farzdan önce kılınan iki rek ‘atinde şu sureleri okuyordu: “Kul yâ eyyühe’l-Kâfirun” ve “Kulhüvallahu ahad.”

Tirmizî, Salât 308, (417).

2919 – Bu rivayet Nesâî ‘de biraz farkla şöyle gelmiştir: “Ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı yirmi kere göz ucuyla tâkib ettim, akşamın farzından sonra kılınan iki rek’atle, sabahın farzından önce kılınan iki rek ‘atte Kâfirûn ve İhlâs surelerini okuyordu.”

Nesâî, Salât 68, (2,170).

2920 – Hz, Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) sabahın iki rek’at nafilesini kıldı mı; uyanıksam benimle konuşur du, değilsem, müezzin namaz için (ikamet okuyuncaya kadar yatardı). ”

Buharî, Teheccüd 24, 26 ; Müslim, Müsafirin 133, (743) ; Ebu Dâvud, Salât 293, (1, 262, 1263); Tirmizî, Salât 309, (418).

2921 – Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Biriniz, sabahın farzından önce iki rek’atlik sünneti kılınca sağı üzerine yatsın.”

Ebu Dâvud, Salât. 203, ( 1261 ) ; Tirmizî, Salât 311, (420).

2922 – Muhammed İbnu İbrahim, ceddi Kays İbnu Amr ‘dan anlattığına göre: Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) geldi ve namaza duruldu. Onunla birlikrte sabah namazını kıldım. Sonra namaz bitince beni namaz kılar buldu.

“Ağır ol ey Kays! dedi. Bir namaz daha mı kılıyorsun? ”

“Ben sabahın sünnetini kılmamıştım (onu kılıyorum) ” deyince:

“Öyleyse hayır; (bunda bir beis yok) ” buyurdu. ”

Ebu Dâvud, Salât 295, ( 1267) ; Tirmizî, Salât 313, (422).

2923 – Abdullah İbnu Mâlik İbnu Buhayne (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ikamet başladıktan sonra namaz kılmakta olan bir adam gördü. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazdan çıkınca halk adamın etrafını sardı ve (Resulullah ona):

“Sabahı dört mü (kılıyorsun)? Sabahı dört mü (kılıyorsun)?” dedi.”

Buharî, Ezan 38; Müslim, Musafirin 65, (711); Nesâî, İmâmet 60, (2,117).

2924 – Abdullah İbnu Sercis (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) sabah namazını kılarken bir adam mescide girdi. Mescidin yan tarafında sünneti kıldı. Sonra Rsulullah ‘a dahil olup O ‘nunla da farzı kıldı. Aleyhissalatu vesselam namazı bitirince:

“Ey falan, şu iki namazdan hangisini sayıyorsun? Tek başına kıldığını mı, bizimle kıldığını mı! ” buyurdular.”

Müslim, Müsafirîrn 67 ; (712) ; Ebu Dâvud, Salât 294, (l265); Nesâî, İmâmet 61, (2,117).

2925 – Ebu Seleme (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ashabtan bir cemaat ikâmeti işitmişti, hemen (sünnet) namaza kalktılar. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) onlara:

“İki namazı beraber mı kılıyorsun. namazı beraber mi kılıyorsunuz? ” diye çıkıştı. Bu

(hâdise) sabah namazı sırasında cereyan etmişti. ”

Muvatta, Salâtu’l-Leyl 31, (1, 128).

2926 – Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kim sabahın iki rek’atini vaktinde kılamazsa güneş doğduktan sonra kılsın.”

Tirmizî, Salât 314, (423).

2927 – İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) ‘den anlatıldığına göre, sabah namazının sünnetini kaçırdığı olmuştur: Ancak güneş doğdu sonra onu kaza etmiştir.”

Muvatta, Salâtu’l-Leyl 32, (1, 128).