28. CÜZ 3. HİZİP


61- SAFF SÛRESİ الصف Aynı anda dinleyip takip edebilirsinizTIKLA
سْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ BismillahirRahmânirRahiym
يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ ﴿٨﴾
8- ) Yüriydune liyutfiu nûrAllâhi Biefvahihim vAllâhu mütimmu nuriHİ velev kerihel kâfirun;

8- ) Allâh nûrunu (ilmini) ağızlarıyla (boş lafla) söndürmek istiyorlar! Oysa Allâh, nûrunun tamamlayıcısıdır! Velev ki hakikat bilgisini inkâr edenler hoşlanmasa!

هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَىٰ وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ ﴿٩﴾
9-) “HU”velleziy ersele RasûleHU Bilhüda ve diynilHakkı liyuzhirehu `aleddiyni küllihi velev kerihel müşrikûn;

9-) O ki, bütün din anlayışlarına üstün kılmak için Rasûlünü Hak – hakikat olarak ve Hak Din (mutlak sistem ve Sünnetullâh bilgisi) ile irsâl etti! Velev ki şirk koşanlar hoşlanmasa!

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَىٰ تِجَارَةٍ تُنْجِيكُمْ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ ﴿١٠﴾
10-) Ya eyyühelleziyne amenû hel edüllüküm `alâ ticaretin tunciyküm min `azâbin eliym;

10-) Ey iman edenler… Size, sizi feci bir azaptan kurtaracak bir ticaret göstereyim!

تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَتُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ بِأَمْوَالِكُمْ وَأَنْفُسِكُمْ ۚ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ ﴿١١﴾
11-) Tu`minune Billâhi ve RasûliHİ ve tucahidûne fiy sebiylillâhi Biemvaliküm ve enfüsiküm zâliküm hayrun leküm in küntüm ta`lemun;

11-) El Esmâ`sıyla hakikatiniz olan Allâh`a ve Rasûlüne iman edersiniz ve Allâh yolunda karşılık beklemeksizin mallarınızla ve nefsleriniz ile mücadele verirsiniz! İşte bu sizin için daha hayırlıdır; eğer kavrayabilirseniz!

يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَيُدْخِلْكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فِي جَنَّاتِ عَدْنٍ ۚ ذَٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ ﴿١٢﴾
12-) Yağfir leküm zünubeküm ve yüdhılküm cennatin tecriy min tahtihel`enharu ve mesakine tayyibeten fiy cennati `adn* zâlikelfevzul`azıym;

12-) (Bu takdirde) benlikten kaynaklanan suçlarınızı örter ve sizi altından nehirler akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki temiz meskenlere dâhil eder… İşte bu aziym bir kurtuluştur!

وَأُخْرَىٰ تُحِبُّونَهَا ۖ نَصْرٌ مِنَ اللَّهِ وَفَتْحٌ قَرِيبٌ ۗ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ ﴿١٣﴾
13-) Ve uhra tuhıbbuneha* nasrun minAllâhi ve fethun kariyb* ve beşşiril mu`miniyn;

13-) Seveceğiniz dahası da var: Allâh`tan yardım ve feth-i kariyb (Kurbiyet açılımı)! İman edenleri müjdele!

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُونُوا أَنْصَارَ اللَّهِ كَمَا قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ لِلْحَوَارِيِّينَ مَنْ أَنْصَارِي إِلَى اللَّهِ ۖ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ أَنْصَارُ اللَّهِ ۖ فَآمَنَتْ طَائِفَةٌ مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَكَفَرَتْ طَائِفَةٌ ۖ فَأَيَّدْنَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَىٰ عَدُوِّهِمْ فَأَصْبَحُوا ظَاهِرِينَ ﴿١٤﴾
14-) Ya eyyühelleziyne amenû kûnû ensarAllâhi kema kale `Iysebnu Meryeme lilHavariyyiyne men ensariy ilAllâh* kalelHavariyyune nahnu ensarullahi, feamenet taifetun min beniy israiyle ve keferet taifetun, feeyyednelleziyne amenû `alâ `aduvvihim feasbehu zahiriyn;

14-) Ey iman edenler, Allâh`ın Ensârı (yardımcıları) olun; Meryemoğlu İsa`nın, Havarilere: “Kim benim yardımcılarımdır Allâh`a?” dediğindeki gibi! Havariyyun dedi ki: “Biz Allâh`ın yardımcılarıyız!”… İsrailoğullarından bir kısmı iman etti ve bir kısmı da küfretti (gerçeği reddetti)! Bunun üzerine o iman edenleri, düşmanları aleyhine destekledik de üstün gelenler oldular.

62- CUMU`A SÛRESİ الجمعة Aynı anda dinleyip takip edebilirsinizTIKLA
سْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
BismillahirRahmânirRahiym
يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ ﴿١﴾
1-) Yüsebbihu Lillâhi ma fiysSemavati ve ma fiyl`Ardıl MelikilKuddûsil`AziyzilHakiym;

1-) Semâlarda ve arzda her ne varsa; Melik, Kuddûs, Aziyz ve Hakiym olan (dilediği mânâları açığa çıkarması için onları yaratan) Allâh`ı (işlevleriyle) tespih etmedeler!

هُوَ الَّذِي بَعَثَ فِي الْأُمِّيِّينَ رَسُولًا مِنْهُمْ يَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِهِ وَيُزَكِّيهِمْ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَإِنْ كَانُوا مِنْ قَبْلُ لَفِي ضَلَالٍ مُبِينٍ ﴿٢﴾
2-) “HU”velleziy be`ase fiyl`ummiyyiyne Rasûlen minhüm yetlu `aleyhim âyâtiHİ ve yüzekkiyhim ve yu`allimuhümülKitabe velHikmete, ve in kânu min kablu lefiy dalâlin mubiyn;

2-) O ki, ümmîler içinde kendilerinden Rasûl bâ`s etti ki; onlara O`nun işaretlerini okuyan, onları saflaştıran ve onlara Kitabı (hakikat ve Sünnetullâh BİLGİsi) ve Hikmeti (oluşum sistemi bilgisi) öğretsin. Oysa onlar daha önce apaçık bir inanç sapıklığı içindeydiler.

وَآخَرِينَ مِنْهُمْ لَمَّا يَلْحَقُوا بِهِمْ ۚ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ ﴿٣﴾
3-) Ve âhariyne minhüm lemma yelhaku Bihim* ve “HU”vel`AziyzülHakiym;

3-) Onların dışında, henüz kendilerine katılmamış başkalarına da (O Rasûlü bâ`s etti)! O Aziyz`dir, Hakiym`dir.

ذَٰلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ ۚ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ ﴿٤﴾
4-) Zâlike fadlullahi yü`tiyhi men yeşa`* vAllâhu Zülfadlil `Azıym;

4-) İşte bu Allâh`ın fazlıdır, onu dilediğine verir! Allâh aziym lütuf sahibidir.

مَثَلُ الَّذِينَ حُمِّلُوا التَّوْرَاةَ ثُمَّ لَمْ يَحْمِلُوهَا كَمَثَلِ الْحِمَارِ يَحْمِلُ أَسْفَارًا ۚ بِئْسَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِ اللَّهِ ۚ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ ﴿٥﴾
5-) Meselülleziyne hummilutTevrate sümme lem yahmilûha kemeselilhımari yahmilu esfara* bi`se meselülkavmilleziyne kezzebu Biâyâtillâh* vAllâhu lâ yehdilkavmezzâlimiyn;

5-) Kendilerine Tevrat yükletilip sonra onu taşıyamayanların misali, büyük kitaplar taşıyan eşeğin misali gibidir! Allâh`ın işaretlerini yalanlayan toplumun durumu ne kötüdür! Allâh zâlimler topluluğunu hakikate erdirmez.

قُلْ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ هَادُوا إِنْ زَعَمْتُمْ أَنَّكُمْ أَوْلِيَاءُ لِلَّهِ مِنْ دُونِ النَّاسِ فَتَمَنَّوُا الْمَوْتَ إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ ﴿٦﴾
6-) Kul ya eyyühelleziyne hadu in ze`amtum enneküm evliyau Lillâhi min dûninNasi fetemennevulmevte in küntüm sadikıyn;

6-) De ki: “Ey Yahudi olanlar! İnsanlardan yalnızca kendinizin Allâh`ın velîleri (himaye ettiği dostları) olduğunu sanıyorsunuz! Sözünüzde sadıksanız, hadi ölümü temenni edin!”

وَلَا يَتَمَنَّوْنَهُ أَبَدًا بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ ۚ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِالظَّالِمِينَ ﴿٧﴾
7-) Ve lâ yetemennevnehu ebeden Bima kaddemet eydiyhim* vAllâhu `Aliymun Bizzâlimiyn;

7-) Elleriyle yaptıkları yüzünden onu (ölümü) ebediyen temenni etmezler! Allâh zâlimleri Aliym`dir!

قُلْ إِنَّ الْمَوْتَ الَّذِي تَفِرُّونَ مِنْهُ فَإِنَّهُ مُلَاقِيكُمْ ۖ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَىٰ عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿٨﴾
8- ) Kul innelmevtelleziy tefirrune minhu feinnehu mülâkıyküm sümme tureddune ila `Alimilğaybi veşşehadeti feyünebbiüküm Bima küntüm ta`melun;

8- ) De ki: “Kendisinden kaçmaya çalıştığınız ölüm mutlaka size ulaşacaktır! Sonra gayb ve şehâdeti Bilen`e döndürülürsünüz; sizde yapmakta olduklarınızın getirisinin haberini açığa çıkarır!”

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِيَ لِلصَّلَاةِ مِنْ يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَىٰ ذِكْرِ اللَّهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ۚ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ ﴿٩﴾
9-) Ya eyyühelleziyne amenû izâ nudiye lisSalâti min yevmilcumu`ati fes`av ila zikrillâhi ve zerulbey`a, zâliküm hayrun leküm in küntüm ta`lemun;

9-) Ey iman edenler!.. Cuma`nın günü`ndeki o salât için çağrıldığınızda, Allâh zikrine (Hakikatinizi HATIRLATMA çağrısına) koşun ve alışverişi bırakın! İşte bu sizin için daha hayırlıdır; eğer (işin gerçeğini) kavrayabilirseniz.

فَإِذَا قُضِيَتِ الصَّلَاةُ فَانْتَشِرُوا فِي الْأَرْضِ وَابْتَغُوا مِنْ فَضْلِ اللَّهِ وَاذْكُرُوا اللَّهَ كَثِيرًا لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ ﴿١٠﴾
10-) Feizâ kudıyetisSalâtu fenteşiru fiyl`Ardı vebteğu min fadlillâhi vezkürullahe kesiyren le`allekum tüflihun;

10-) O salât tamamlandığında arzda yayılın, Allâh`ın fazlından talep edin ve (el Esmâ`sıyla hakikatiniz olan) Allâh`ı çok zikredin (HATIRLAYIN) ki kurtuluşa eresiniz!

وَإِذَا رَأَوْا تِجَارَةً أَوْ لَهْوًا انْفَضُّوا إِلَيْهَا وَتَرَكُوكَ قَائِمًا ۚ قُلْ مَا عِنْدَ اللَّهِ خَيْرٌ مِنَ اللَّهْوِ وَمِنَ التِّجَارَةِ ۚ وَاللَّهُ خَيْرُ الرَّازِقِينَ ﴿١١﴾
11-) Ve izâ raev ticareten ev lehveninfaddu ileyha ve terekûke kaima* kul ma `indAllâhi hayrun minellehvi ve minetticareti, vAllâhu hayrurrazikıyn;

11-) (Allâh`a yönelip hakikatlerini hatırlamak varken) bir ticaret yahut bir eğlence gördüklerinde dağılıp ona gittiler de, seni (Cum`a salâtının imamı Hz. Rasûlullâh`ı) kaîm hâlde terk ettiler! De ki: “Allâh indîndeki, eğlenceden de ticaretten de daha hayırlıdır… Allâh yaşam gıdasıyla besleyen, en hayırlıdır!”

63- MÜNAFİKUN SÛRESİ المنافقون Aynı anda dinleyip takip edebilirsinizTIKLA
سْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
BismillahirRahmânirRahiym
إِذَا جَاءَكَ الْمُنَافِقُونَ قَالُوا نَشْهَدُ إِنَّكَ لَرَسُولُ اللَّهِ ۗ وَاللَّهُ يَعْلَمُ إِنَّكَ لَرَسُولُهُ وَاللَّهُ يَشْهَدُ إِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَكَاذِبُونَ ﴿١﴾
1-) İzâ caekelmünafikune kalu neşhedu inneke leRasûlullah* vAllâhu ya`lemu inneke leRasûluHU, vAllâhu yeşhedu innelmünafikıyne lekâzibun;

1-) İkiyüzlüler (münafıklar) sana geldiklerinde dediler ki: “Senin muhakkak Rasûlullâh olduğuna şehâdet ederiz!” Allâh biliyor ki kesinlikle sen, O`nun Rasûlüsün! Allâh şahittir ki muhakkak ki ikiyüzlüler yalancılardır.

اتَّخَذُوا أَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ ۚ إِنَّهُمْ سَاءَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ﴿٢﴾
2-) İttehazû eymanehüm cünneten fesaddu `an sebiylillâh* innehüm sâe ma kânu ya`melun;

2-) Yeminlerini bir kalkan edindiler de Allâh yolundan alıkoydular… Yapmakta oldukları gerçekten ne kötüdür!

ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ آمَنُوا ثُمَّ كَفَرُوا فَطُبِعَ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ ﴿٣﴾
3-) Zâlike Biennehüm amenû sümme keferu fetubi`a `alâ kulûbihim fehüm lâ yefkahun;

3-) Bunun sebebi şudur: İman ettiler, sonra küfür ettiler (iman ettik dedikleri gerçeği inkâr ettiler)… Bu yüzden kalpleri (anlayışları) kilitlendi! Bu yüzden, (inkârları kilitlenmeyi oluşturduğu için) onlar (Risâlet işlevini) kavrayamazlar!

۞ وَإِذَا رَأَيْتَهُمْ تُعْجِبُكَ أَجْسَامُهُمْ ۖ وَإِنْ يَقُولُوا تَسْمَعْ لِقَوْلِهِمْ ۖ كَأَنَّهُمْ خُشُبٌ مُسَنَّدَةٌ ۖ يَحْسَبُونَ كُلَّ صَيْحَةٍ عَلَيْهِمْ ۚ هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْ ۚ قَاتَلَهُمُ اللَّهُ ۖ أَنَّىٰ يُؤْفَكُونَ ﴿٤﴾
4-) Ve izâ raeytehüm tu`cibüke ecsamuhüm ve in yekulu tesma` likavlihim keennehüm huşübün müsennedetun, yahsabune külle sayhatin `aleyhim* hümul`aduvvu fahzerhüm* katelehümullah* enna yu`fekûn;

4-) Onları gördüğünde bedenleri (görünüşleri) hoşuna gider… Konuşurlarsa, sözlerini dinlersin… Onlar (birbirine) dayandırılmış keresteler (şuursuz bedenler) gibidirler! Her yüksek sesli seslenişi kendi aleyhlerine sanırlar! Onlar düşmandır, onlardan korun! Allâh onları öldürsün (anlasınlar hakikat neymiş)! Nasıl da (hakikatlerinden) döndürülüyorlar!

وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا يَسْتَغْفِرْ لَكُمْ رَسُولُ اللَّهِ لَوَّوْا رُءُوسَهُمْ وَرَأَيْتَهُمْ يَصُدُّونَ وَهُمْ مُسْتَكْبِرُونَ ﴿٥﴾
5-) Ve izâ kıyle lehüm te`alev yestağfir leküm Rasûlullahi levvev ruûsehüm ve raeytehüm yesuddûne ve hüm mustekbirun;

5-) Onlara: “Gelin, Rasûlullâh sizin için mağfiret dilesin” denildiği vakit, başlarını çevirdiler; sen onların kendini beğenmiş benlik sahipleri olarak yüz çevirdiklerini görürsün.

سَوَاءٌ عَلَيْهِمْ أَسْتَغْفَرْتَ لَهُمْ أَمْ لَمْ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ لَنْ يَغْفِرَ اللَّهُ لَهُمْ ۚ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ ﴿٦﴾
6-) Sevaun `aleyhim estağferte lehüm em lem testağfir lehüm* len yağfirAllâhu lehüm* innAllâhe lâ yehdilkavmel fasikıyn;

6-) Onlar için mağfiret dilemen yahut dilememen onlara birdir! Allâh onları asla mağfiret etmez! Muhakkak ki Allâh inancı bozuklar topluluğunu hakikate erdirmez.

هُمُ الَّذِينَ يَقُولُونَ لَا تُنْفِقُوا عَلَىٰ مَنْ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ حَتَّىٰ يَنْفَضُّوا ۗ وَلِلَّهِ خَزَائِنُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلَٰكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَفْقَهُونَ ﴿٧﴾
7-) Hümülleziyne yekulûne lâ tunfiku `alâ men `ınde Rasûlillâhi hattâ yenfaddu* ve Lillâhi hazâinüsSemavati vel`Ardı ve lakinnelmünafikıyne lâ yefkahun;

7-) Onlar: “Rasûlullâh`ın yanında olanlara bağışta bulunmayın, böylece dağılıp gitsinler” diyen kimselerdir! Semâların ve arzın hazineleri Allâh içindir! Fakat ikiyüzlüler anlayıp kavrayamazlar.

يَقُولُونَ لَئِنْ رَجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْأَعَزُّ مِنْهَا الْأَذَلَّ ۚ وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَٰكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ ﴿٨﴾
8- ) Yekulûne lein reca`na ilelMediyneti leyuhricennel e`azzu minhel ezelle, ve Lillâhil `ızzetu ve liRasûliHİ ve lilmu`miniyne ve lakinnelmunafikıyne lâ ya`lemun;

8- ) (O ikiyüzlü) dedi ki: “Andolsun ki eğer Medine`ye geri dönersek, en Aziyz olan, en zelil olanı oradan mutlaka çıkaracaktır!” Oysa izzet Allâh`ındır, Rasûlünündür ve iman edenlerindir. Ne var ki ikiyüzlüler bilemezler!

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تُلْهِكُمْ أَمْوَالُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللَّهِ ۚ وَمَنْ يَفْعَلْ ذَٰلِكَ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ ﴿٩﴾
9-) Ya eyyühelleziyne amenû lâ tülhiküm emvaluküm ve lâ evladuküm `an zikrillâh* ve men yef`al zâlike feülaike hümülhasirun;

9-) Ey iman edenler… Mallarınız da evladınız da sizi Allâh`ın zikrinden (Hakikatinizi hatırlamaktan) meşgul edip (gereğini yaşamaktan) alıkoymasın! Kimler bunu yaparsa, işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir!

وَأَنْفِقُوا مِنْ مَا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ أَنْ يَأْتِيَ أَحَدَكُمُ الْمَوْتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوْلَا أَخَّرْتَنِي إِلَىٰ أَجَلٍ قَرِيبٍ فَأَصَّدَّقَ وَأَكُنْ مِنَ الصَّالِحِينَ ﴿١٠﴾
10-) Ve enfiku min ma razaknâküm min kabli en ye`tiye ehadekümülmevtü feyekûle Rabbi lev lâ ahharteniy ila ecelin kariybin, feassaddeka ve ekün minessalihıyn;

10-) Sizden birine ölüm gelip çattığında (hakikati gördüğünüzde): “Rabbim beni yakın bir sona kadar erteleseydin de mallarımı bağışlasaydım ve imanın gereğini uygulayanlardan olsaydım” demesinden önce; size verdiğimiz yaşam gıdalarından bağışlayın!

وَلَنْ يُؤَخِّرَ اللَّهُ نَفْسًا إِذَا جَاءَ أَجَلُهَا ۚ وَاللَّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ ﴿١١﴾
11-) Ve len yuahhırAllâhu nefsen izâ cae eceluha* vAllâhu Habiyrun Bima ta`melun;

11-) Eceli geldiğinde, Allâh hiçbir nefsi ertelemez! Allâh yaptıklarınızı (yaratanı olarak) Habiyr`dir!

64- TEĞÂBUN SÛRESİ التغابن Aynı anda dinleyip takip edebilirsinizTIKLA
سْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
BismillahirRahmânirRahiym
يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۖ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ ۖ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ﴿١﴾
1-) Yüsebbihu Lillâhi ma fiysSemavati ve ma fiyl`Ard* leHUlMülkü ve leHUlHamdu ve HUve `alâ külli şey`in Kadiyr;

1-) Semâlarda ve arzda her ne varsa (Allâh Esmâ`sıyla yaratılmaları dolayısıyla) Allâh`ı (kulluk işlevlerini yerine getirmek suretiyle) tespih etmede! Mülk O`na aittir, Hamd O`na aittir! O her şey üzerine Kaadir`dir!

هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ فَمِنْكُمْ كَافِرٌ وَمِنْكُمْ مُؤْمِنٌ ۚ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ ﴿٢﴾
2-) “HU”velleziy halekaküm feminküm kâfirun ve minküm mu`min* vAllâhu Bima ta`melune Basıyr;

2-) “HÛ” ki, sizi yaratmış olandır! Buna göre kiminiz hakikat bilgisini inkâr edendir ve kiminiz de iman edendir! Allâh yaptıklarınızda Basıyr`dir.

خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ وَصَوَّرَكُمْ فَأَحْسَنَ صُوَرَكُمْ ۖ وَإِلَيْهِ الْمَصِيرُ ﴿٣﴾
3-) HalekasSemavati vel`Arda BilHakkı ve savvereküm feahsene süvereküm* ve ileyHİlmasıyr;

3-) Semâları ve arzı bil-Hak (Hak olarak – Esmâ`sının özellikleriyle) yarattı ve (Esmâ bileşimleri şeklinde) sûretlere bürüdü de sûretlerinizi en güzel yaptı! O`nadır dönüş!

يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعْلِنُونَ ۚ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ ﴿٤﴾
4-) Ya`lemu ma fiysSemavati vel`Ardı ve ya`lemu ma tusirrune ve ma tu`linun* vAllâhu `Aliymun Bi Zâtissudur;

4-) Semâlarda ve arzda ne varsa bilir! Gizlediklerinizi de, açığa çıkardıklarınızı da bilir! Allâh içlerinizin zâtı olarak Aliym`dir!

أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَبَأُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ قَبْلُ فَذَاقُوا وَبَالَ أَمْرِهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ ﴿٥﴾
5-) Elem ye`tiküm nebeülleziyne keferu min kabl* fezâku vebale emrihim ve lehüm `azâbun eliym;

5-) Bundan önceki (ümmetlerden) hakikat bilgisini inkâr edenlerin haberi size gelmedi mi? Bu sebepten işlerinin vebalini tattılar (sonuçlarını yaşadılar)! Onlar için feci bir azap da vardır

ذَٰلِكَ بِأَنَّهُ كَانَتْ تَأْتِيهِمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَقَالُوا أَبَشَرٌ يَهْدُونَنَا فَكَفَرُوا وَتَوَلَّوْا ۚ وَاسْتَغْنَى اللَّهُ ۚ وَاللَّهُ غَنِيٌّ حَمِيدٌ ﴿٦﴾
6-) Zâlike Biennehu kânet te`tiyhim Rusuluhüm Bilbeyyinati fekalu ebeşerun yehdûnena* fekeferu ve tevellev vestağnAllâh* vAllâhu Ganıyyun Hamiyd;

6-) Buna şu sebep oldu: Onların Rasûlleri kendilerine apaçık deliller olarak gelirdi de: “Bir beşer mi bizi hakikate erdirecek?” derlerdi! Bu yüzden hakikat bilgisini inkâr ettiler ve yüz çevirdiler! Allâh (da onların imanından) müstağni oldu! Allâh Ğaniyy`dir, Hamiyd`dir.

زَعَمَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنْ لَنْ يُبْعَثُوا ۚ قُلْ بَلَىٰ وَرَبِّي لَتُبْعَثُنَّ ثُمَّ لَتُنَبَّؤُنَّ بِمَا عَمِلْتُمْ ۚ وَذَٰلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ ﴿٧﴾
7-) Ze`amelleziyne keferu en len yüb`asû* kul bela ve Rabbiy letüb`asünne sümme letünebbeünne Bima `amiltum* ve zâlike `alAllâhi yesiyr;

7-) O hakikat bilgisini inkâr edenler, asla bâ`s olunmayacaklarını zannettiler! De ki: “Hayır (yanılıyorsunuz)! Rabbime kasem ederim ki, elbette bâ`s olunacaksınız; sonra yaptıklarınızın anlamının bilgisi sizde açığa çıkacaktır! İşte bu Allâh üzerine çok kolaydır!”

فَآمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَالنُّورِ الَّذِي أَنْزَلْنَا ۚ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ ﴿٨﴾
8- ) Feaminu Billâhi ve RasûliHİ venNûrilleziy enzelna* vAllâhu Bima ta`melune Habiyr;

8- ) Esmâ`sıyla hakikatiniz olan Allâh`a, Rasûlüne ve inzâl ettiğimiz Nûr`a (ilme) iman edin! Allâh yaptıklarınızı (B sırrınca) Habiyr`dir.

يَوْمَ يَجْمَعُكُمْ لِيَوْمِ الْجَمْعِ ۖ ذَٰلِكَ يَوْمُ التَّغَابُنِ ۗ وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللَّهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُكَفِّرْ عَنْهُ سَيِّئَاتِهِ وَيُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ۚ ذَٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ ﴿٩﴾
9-) Yevme yecme`uküm liyevmilcem`ı zâlike yevmütteğabun* ve men yu`min Billâhi ve ya`mel salihan yukeffir `anhu seyyiatihi ve yüdhılhu cennatin tecriy min tahtihel`enharu halidiyne fiyha ebeda* zâlikelfevzul`azıym;

9-) Toplanma süreci için sizi bir araya getirdiği süreç! İşte o Teğabun (aldanışların apaçık fark edilip yaşanacağı) sürecidir! Kim, Esmâ`sıyla hakikati olan Allâh`a iman eder ve imanının gereğini uygularsa; onun kötülüklerini ondan siler; onu altından nehirler akan cennetlere, içinde sonsuza dek kalmak üzere dâhil eder… İşte bu aziym kurtuluştur!

وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ خَالِدِينَ فِيهَا ۖ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ ﴿١٠﴾
10-) Velleziyne keferu ve kezzebu BiâyâtiNA ülaike ashabunnari halidiyne fiyha* ve bi`selmasıyr;

10-) İnkâr edip varlıklarında mevcut işaretlerimizi yalanlayanlara gelince; işte onlar, içinde sonsuza dek kalmak üzere ateş ehlidirler! Ne kötü dönüş yeridir!

مَا أَصَابَ مِنْ مُصِيبَةٍ إِلَّا بِإِذْنِ اللَّهِ ۗ وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللَّهِ يَهْدِ قَلْبَهُ ۚ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ ﴿١١﴾
11-) Ma esabe min musıybetin illâ Biiznillâh* ve men yu`min Billâhi yehdi kalbeh* vAllâhu Bikülli şey`in `Aliym;

11-) Bi-iznillâh (Allâh`ın, hakikatin olan Esmâ`sı elvermedikçe) hiçbir musîbet isâbet etmez! Kim hakikatinin Allâh Esmâ`sı olduğuna iman ederse, ona şuurunda hakikati yaşatır! Allâh Bi-küllî şey`in (Esmâ`sıyla her şeyde olarak) Aliym`dir.

وَأَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ ۚ فَإِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَإِنَّمَا عَلَىٰ رَسُولِنَا الْبَلَاغُ الْمُبِينُ ﴿١٢﴾
12-) Ve etıy`ullahe ve etıy`urRasûl* fein tevelleytüm feinnema `alâ RasûliNElbelağulmubiyn;

12-) Allâh`a itaat edin, Rasûl`e itaat edin! Eğer yüz çevirirseniz, Rasûlümüzün üstüne düşen yalnızca apaçık bir tebliğdir.

اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۚ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ ﴿١٣﴾
13-) Allâhu lâ ilâhe illâ HU* ve `alAllâhi felyetevekkelil mu`minun;

13-) Allâh, tanrı yok; sadece “HÛ”! İman edenler Allâh`a tevekkül etsinler!

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّ مِنْ أَزْوَاجِكُمْ وَأَوْلَادِكُمْ عَدُوًّا لَكُمْ فَاحْذَرُوهُمْ ۚ وَإِنْ تَعْفُوا وَتَصْفَحُوا وَتَغْفِرُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ ﴿١٤﴾
14-) Ya eyyühelleziyne amenû inne min ezvaciküm ve evladiküm `aduvven leküm fahzerûhüm* ve in ta`fu ve tasfehu ve tağfiru feinnAllâhe Gafûrun Rahıym;

14-) Ey iman edenler! Muhakkak ki eşlerinizden ve evlatlarınızdan (onların içinden) sizin için düşman vardır! Bundan ötürü onlardan korunun! Eğer affeder, vazgeçer ve bağışlarsanız, muhakkak ki Allâh Ğafûr`dur, Rahıym`dir.

إِنَّمَا أَمْوَالُكُمْ وَأَوْلَادُكُمْ فِتْنَةٌ ۚ وَاللَّهُ عِنْدَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ ﴿١٥﴾
15-) İnnema emvalüküm ve evladüküm fitnetun, vAllâhu `ındeHU ecrun `azıym;

15-) Mallarınız ve evlatlarınız sizin için yalnızca sınav objesidir! Allâh(a gelince), O`nun indîndedir büyük ecir.

فَاتَّقُوا اللَّهَ مَا اسْتَطَعْتُمْ وَاسْمَعُوا وَأَطِيعُوا وَأَنْفِقُوا خَيْرًا لِأَنْفُسِكُمْ ۗ وَمَنْ يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ ﴿١٦﴾
16-) Fettekullâhe mesteta`tum vesme`u ve etiy`u ve enfiku hayren lienfüsiküm* ve men yûka şuhha nefsihi feülaike hümül müflihun;

16-) Öyleyse, olabildiğince Allâh`tan (yaptıklarınızın sonucunu yaşatacağı için) korunun; algılayın ve itaat edin ve kendi hayrınıza olarak infak edin! Kim benliğinin cimriliğinden/ihtirasından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir!

إِنْ تُقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا يُضَاعِفْهُ لَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ۚ وَاللَّهُ شَكُورٌ حَلِيمٌ
17-) İn tukridullahe kardan hasenen yuda`ıfhu leküm ve yağfir leküm* vAllâhu Şekûrun Haliym;
Eğer Allâh’a (Esmâ’sıyla var olmuş ihtiyaç sahiplerine) güzel bir ödünç verirseniz, verdiğinizi size katlayarak arttırır ve sizi mağfiret eder… Allâh Şekûr’dur, Haliym’dir.
عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
18-) Alimul ğaybi veşşehadetil`Aziyzül Hakiym;
Gayb ve şehâdetin Âlim’idir, Aziyz’dir, Hakiym’dir.