219 – KABZEDİLMEYEN SATIŞ

GERİ

219 – KABZEDİLMEYEN SATIŞA DAİR

219 – İbnu Ömer (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (aleyhissâlatu vesselâm) şöyle demiştir: “Bir yiyecek satın alan kimse, onu kabzetmeden önce satamaz”

Buhârî, Büyû 49, 51, 54, 55, Hudud 42; Müslim, Büyû 29, 35, 40, 41, (1525-1526-1528-1529); Nesâî, Büyû 55, (7, 286-287); Ebu Dâvud, Büyû 67 (3492); Tirmizî, Büyû 56 (1291); Muvatta, Büyû 40, (2, 640-641); İbnu Mâce, Ticarât 37, (2226).

220 – Bir diğer rivayette: “…malı kabzedinceye kadar” ziyadesi vardır. İbnu Ömer der ki: “Biz hayvanla gelenlerden tartmadan göz kararıyla yiyecek satın alırdık. Sonra Hz. Peygamber (aleyhissâlatu vesselâm) satın aldığımız bu şeyleri başka yere naklederek yerini değiştirmeden satmamızı yasakladı”

Müslim, (1527).

221 – Hakîm İbnu Hizâm (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ey Allah’ın Resûlü dedim, bana gelip, birşeyler almak isteyenler oluyor. Halbuki istenen şey bende yoktur. Bu durumda bilâhere çarşıdan satın alarak teslim etmek üzere istenen şeyi satayım mı?” “Hayır dedi, yanında mevcut olmayan şeyi satma.”

Nesâî, Büyû 60, (7, 289), Ebu Dâvud, Büyû 70 (3503); Tirmizî, Büyû 19, (1232); İbnu Mâce, Ticarât 20, (2187).

222 – İbnu Abbas (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir kimsenin, yiyecek maddesini tam olarak kabzetmiş olmadan satmasını yasakladı. Tâvus derki: “İbnu Abbas’a “Bu nasıl olur?” diye sordum da bana şu cevabı verdi: “Bu dirhemlerin dirhemlerle alınıp satılmasıdır, yiyecek maddesi ise tehir edilmiştir.”

Beş kitap’ta da tahriç edilmiştir.

223 – Süleyman İbnu Yesar (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) Mervân İbnu’l-Hakem’e:

-Sen faiz ticaretini helâl kıldın dedi. Mervan:

-Ne yapmışım? diye sordu. Ebu Hüreyre tekrar:

-Sen sened satışını helâl addetmişsin. Halbuki Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), tam olarak kabzedilmezden önce yiyecek satışını yasakladı, dedi. Râvi der ki: “Bu konuşma üzerine Mervan halka hitap ederek sened satışını yasakladı.” Süleyman ilâve etti: “Ben muhafızların bu senedleri, halkın elinden topladıklarını gördüm.”

Müslim, Büyû 40 (1528).

224 – İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir sefer sırasında Hz. Peygamber (aleyhissâlatu vesselâm)’le beraber bulunuyorduk. Ben Hz. Ömer’e ait, yüke yeni alıştırılan henüz zabtı zor bir devenin üzerindeydim. Deve dik başlılık edip cemaatin önüne önüne giderdi. Babam Ömer (radıyallahu anh) devenin bu davranışından üzülür, onu tekrar geriye atardı. Bana da: “Devene sâhib ol, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın önüne geçmesin” derdi. Sonunda Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):

-Ey Ömer, onu bana sat dedi.

-Pekâla o senin olsun ey Allah’ın Resûlü!” dedi. Böylece deveyi Hz. Peygamber (aleyhissâlatu vesselâm) ondan satın almış oldu. Sonra da Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana dönerek: “Ey Abdullah, deveyi sana bağışladım, artık o senindir, onu istediğin gibi kullan” dedi.

Buhârî, Büyû 47, Hibe 25.