30. CÜZ 2. HİZİP


83- MUTAFFİFİYN SÛRESİ المطففين Aynı anda dinleyip takip edebilirsinizTIKLA
سْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ BismillahirRahmânirRahiym
وَيْلٌ لِلْمُطَفِّفِينَ
1-) Veylün lilmutaffifiyn;
1-) Vay hâline ölçü ve tartıyı tam yapmayanların
الَّذِينَ إِذَا اكْتَالُوا عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَ
2-) Elleziyne izektalu `alenNasi yestevfun;

2-) Onlar ki, insanlardan haklarını tam ölçüyle alırlar da;

وَإِذَا كَالُوهُمْ أَوْ وَزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَ
3-) Ve izâ kâlûhüm ev vezenuhüm yuhsirun;

3-) Onların (hakkını vermeye gelince) ölçtüklerinde eksiltirler!

أَلَا يَظُنُّ أُولَٰئِكَ أَنَّهُمْ مَبْعُوثُونَ
4-) Elâ yezunnu ülâike ennehüm meb`usûn;

4-) Bunlar kendilerinin (ölümü tatmanın akabinde) bâ`s olunacaklarını zannetmiyor mu?

لِيَوْمٍ عَظِيمٍ
5-) Liyevmin `azıym;

5-) Aziym bir süreç için.

يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ
6-) Yevme yekumunNasu liRabbil`alemiyn;

6-) Rabb-ül âlemîn için insanların kıyam ettiği süreç!

كَلَّا إِنَّ كِتَابَ الْفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٍ
7-) Kellâ inne Kitabel füccari lefiy sicciyn;

7-) Hayır (asla)! Muhakkak ki füccar (Hakk`tan sapanlar)`ın kayıtları elbette siccîn`dedir!

وَمَا أَدْرَاكَ مَا سِجِّينٌ
8- ) Ve ma edrake ma sicciyn;

8- ) Siccîn`i (ne olduğunu) sana bildiren nedir?

كِتَابٌ مَرْقُومٌ
9-) Kitabun merkum;

9-) Merkum (silinmesi {İngilizce`de; erase} söz konusu olmayan) bir kayıttır!

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ
10-) Veylün yevmeizin lilmükezzibiyn;

10-) O süreçte (Sünnetullâh`ı) yalanlayanların vay hâline!

الَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ الدِّينِ
11-) Elleziyne yükezzibune Biyevmiddiyn;

11-) Ki onlar, Din (yapılanların otomatik sonucunun yaşanacağı) süreçlerini yalanlarlar!

وَمَا يُكَذِّبُ بِهِ إِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ
12-) Ve ma yükezzibu Bihi illâ küllü mu`tedin esiym;

12-) Onu yaşayacağını yalnızca her haddi aşan suçlular yalanlar!

إِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِ آيَاتُنَا قَالَ أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
13-) İzâ tutlâ aleyhi ayatuNA kale esatıyrul`evveliyn;

13-) Ona işaretlerimiz bildirildiğinde: “Evvelkilerin efsaneleri” dedi!

كَلَّا ۖ بَلْ ۜ رَانَ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ مَا كَانُوا يَكْسِبُونَ
14-) Kellâ bel rane `alâ kulûbihim ma kânu yeksibun;

14-) Hayır (asla)! Aksine yaptıklarının getirileri onların şuurlarını (bir pas gibi) örtmüştür.

كَلَّا إِنَّهُمْ عَنْ رَبِّهِمْ يَوْمَئِذٍ لَمَحْجُوبُونَ
15-) Kellâ innehüm `an Rabbihim yevmeizin lemahcubun;

15-) Hayır! Muhakkak ki onlar, o gün, elbette Rablerinden perdelidirler!

ثُمَّ إِنَّهُمْ لَصَالُو الْجَحِيمِ
16-) Sümme innehüm lesalulcahıym;

16-) Sonra, muhakkak ki onlar ateşe gireceklerdir.

ثُمَّ يُقَالُ هَٰذَا الَّذِي كُنْتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ
17-) Sümme yukalu hazelleziy küntüm Bihi tükezzibun;

17-) Sonra: “İşte bu, yalanladığınız şeydir” denilir.

كَلَّا إِنَّ كِتَابَ الْأَبْرَارِ لَفِي عِلِّيِّينَ
18-) Kellâ inne Kitabel `ebrari lefiy `ılliyyiyn;

18-) Hayır… Muhakkak ki Ebrâr`ın kitabı, elbette İlliyyîn`dedir.

وَمَا أَدْرَاكَ مَا عِلِّيُّونَ
19-) Ve mâ edrake ma `ılliyyun;

19-) İlliyyîn (-in ne olduğunu) sana bildiren nedir?

كِتَابٌ مَرْقُومٌ
20-) Kitabun merkum;

20-) Merkum (silinmesi {İngilizce`de; erase} söz konusu olmayan) bir kayıttır!

يَشْهَدُهُ الْمُقَرَّبُونَ
21-) Yeşheduhul Mukarrebun;

21-) Ona mukarrebûn (kurbiyet ehli – tecelli-i sıfat nasiplileri) şahit olur.

إِنَّ الْأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ
22-) İnnel Ebrare Lefiy na`ıym;

22-) Muhakkak ki Ebrâr, elbette Nimet cenneti içindedir.

عَلَى الْأَرَائِكِ يَنْظُرُونَ
23-) `Alel`erâiki yenzurun;

23-) Koltuklar üzerinde nazar ediyor oldukları hâlde.

تَعْرِفُ فِي وُجُوهِهِمْ نَضْرَةَ النَّعِيمِ
24-) Ta`rifu fiy vucûhihim nadretenna`ıym;

24-) Yüzlerinde, o nimetlerin parıltısını tanırsın.

يُسْقَوْنَ مِنْ رَحِيقٍ مَخْتُومٍ
25-) Yüskavne min rahıykın mahtum;

25-) Mühürlenmiş (korunmuş) hâlis bir şaraptan içirilirler.

خِتَامُهُ مِسْكٌ ۚ وَفِي ذَٰلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَ
26-) Hıtamuhu misk* ve fiy zâlike felyetenafesilmütenasifun;

26-) Onun hitamı (sonu) misk`tir… Yarışanlar işte onda yarışsınlar!

وَمِزَاجُهُ مِنْ تَسْنِيمٍ
27-) Ve mizacuhu min tesniym;

27-) Onun karışımı Tesnîm`dendir.

عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا الْمُقَرَّبُونَ
28-) `Aynen yeşrebu Bihel Mukarrebun;

28-) Mukarrebûn olarak kendisini içtiği bir kaynaktır!

إِنَّ الَّذِينَ أَجْرَمُوا كَانُوا مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا يَضْحَكُونَ
29-) İnnelleziyne ecremu kânu minelleziyne amenû yadhakûn;

29-) Muhakkak ki o suç işleyenler iman edenlere gülerlerdi.

وَإِذَا مَرُّوا بِهِمْ يَتَغَامَزُونَ
30-) Ve izâ merru Bihim yeteğamezun;

30-) Onlara rastladıklarında, birbirlerine göz kırparlar, alay ederlerdi.

وَإِذَا انْقَلَبُوا إِلَىٰ أَهْلِهِمُ انْقَلَبُوا فَكِهِينَ
31-) Ve izenkalebû ilâ ehlihimunkalebû fekihiyn;

31-) Kendi ehillerine (ailelerine, yandaşlarına) döndüklerinde, keyiflenmiş mutlu dönerlerdi.

وَإِذَا رَأَوْهُمْ قَالُوا إِنَّ هَٰؤُلَاءِ لَضَالُّونَ
32-) Ve izâ raevhüm kalu inne haülâi ledâllun;

32-) Onları (iman edenleri) gördüklerinde: “Muhakkak ki bunlar, elbette sapkınlardır” derlerdi.

وَمَا أُرْسِلُوا عَلَيْهِمْ حَافِظِينَ
33-) Ve ma ursilu `aleyhim hafizıyn;

33-) Hâlbuki onlar (iman edenler) üzerine koruyucular olarak irsâl olunmadılar!

فَالْيَوْمَ الَّذِينَ آمَنُوا مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ
34-) Felyevmelleziyne amenû minelküffari yadhakûn;

34-) Bu süreçte de iman edenler, o gerçeği reddeden o perdelilere gülüyorlar!

عَلَى الْأَرَائِكِ يَنْظُرُونَ
35-) `Alel erâiki yenzurun;

35-) Koltuklar üzerinde nazar ediyor oldukları hâlde.

هَلْ ثُوِّبَ الْكُفَّارُ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ
36-) Hel süvvibelküffaru ma kânu yef`alun;

36-) Hakikati inkâr edenler yaptıklarının sonucunu yaşıyorlar mı işte böyle!

84- İNŞİKAK SÛRESİ الإنشقاق Aynı anda dinleyip takip edebilirsinizTIKLA
سْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
BismillahirRahmânirRahiym
إِذَا السَّمَاءُ انْشَقَّتْ
1-) İzesSemâunşakkat;

1-) Semâ yarıldığında,

وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ
2-) Ve ezinet liRabbiha ve hukkat;

2-) Rabbini dinleyip boyun eğdiğinde -ki Hak budur!

وَإِذَا الْأَرْضُ مُدَّتْ
3-) Ve izel`Ardu müddet;

3-) Arz uzatılıp yayıldığında,

وَأَلْقَتْ مَا فِيهَا وَتَخَلَّتْ
4-) Ve elkat ma fiyha ve tehallet;

4-) İçinde olan şeyleri attığında ve boşaldığında,

وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ
5-) Ve ezinet liRabbiha ve hukkat;

5-) Kendisine hak üzere Rabbini dinleyip boyun eğdiğinde!

يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَىٰ رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلَاقِيهِ
6-) Ya eyyühel`İnsanu inneke kadihun ila Rabbike kedhan femülakıyh;

6-) Ey insan! Muhakkak ki sen, Rabbine (doğru) çalışıp çabalamaktasın! Sonunda O`na kavuşacaksın!

فَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ
7-) Feemma men ûtiye Kitabehu Biyemiynih;

7-) Kimin ki, sağından oluşmuş bilgileri verilir ise,

فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًا يَسِيرًا
8- ) Fesevfe yuhasebu hısaben yesiyra;

8- ) (O), kolay bir hesap ile hesaba çekilecek,

وَيَنْقَلِبُ إِلَىٰ أَهْلِهِ مَسْرُورًا
9-) Ve yenkalibu ila ehlihi mesrura;

9-) Ve mutlu olarak cennet ehlinin yapısına dönüşür!

وَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ وَرَاءَ ظَهْرِهِ
10-) Ve emma men ûtiye Kitabehu verae zahrih;

10-) Kitabı arka tarafından verilen kimseye gelince,

فَسَوْفَ يَدْعُو ثُبُورًا
11-) Fesevfe yed`u sübûra;

11-) “Sübûra = yetiş ey ölüm!” diye çağıracak,

وَيَصْلَىٰ سَعِيرًا
12-) Ve yaslâ se`ıyra;

12-) Ve Saîr (alevli ateş)`e maruz kalacaktır!

إِنَّهُ كَانَ فِي أَهْلِهِ مَسْرُورًا
13-) İnnehu kâne fiy ehlihi mesrura;

13-) Muhakkak ki o, kendi gibiler içinde mutluydu…

إِنَّهُ ظَنَّ أَنْ لَنْ يَحُورَ
14-) İnnehu zanne en len yehure;

14-) Muhakkak ki o, asla (Rabbine) dönmeyeceğini zannetti (ona göre yaşadı).

بَلَىٰ إِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِهِ بَصِيرًا
15-) Belâ* inne Rabbehu kâne Bihi Basıyrâ

15-) Hayır! Muhakkak ki onun Rabbi, onda Basıyr idi!

فَلَا أُقْسِمُ بِالشَّفَقِ
16-) Fela uksimu Bişşefak;

16-) Şafağa kasem ederim,

وَاللَّيْلِ وَمَا وَسَقَ
17-) Velleyli ve ma veseka;

17-) Geceye ve toplayıp taşıdığı şeye,

وَالْقَمَرِ إِذَا اتَّسَقَ
18-) VelKameri izetteseka;

18-) Dolunay`a ki,

لَتَرْكَبُنَّ طَبَقًا عَنْ طَبَقٍ
19-) Leterkebünne tabekan `an tabak;

19-) Mutlaka siz, boyutlar değiştirerek o boyutların uygun bedenlerine dönüşeceksiniz!

فَمَا لَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ
20-) Femalehüm lâ yu`minun;

20-) Böyleyken onlara ne oluyor da iman etmiyorlar (bunlar gerçek)

وَإِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ الْقُرْآنُ لَا يَسْجُدُونَ ۩
21-) Ve izâ kurie `aleyhimülKur`ânu lâ yescüdun;
21-) Onlara Kur`ân okunduğunda secde etmiyorlar (benliklerini yok edip Hakk`a boyun eğmiyorlar)? (21. âyet secde âyetidir.

بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا يُكَذِّبُونَ
22-) Belilleziyne keferu yükezzibun;

22-) Üstelik yalanlıyorlar o hakikat bilgisini inkâr edenler!

وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يُوعُونَ
23-) VAllâhu a`lemu Bima yû`un;

23-) Oysa Allâh (içlerinde) ne toplayıp yığdıklarını (düşünce ve itikatlarını) daha iyi bilir.

فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ
24-) Febeşşirhüm Bi`azâbin eliym;

24-) Artık onları feci azapları ile müjdele!

إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ
25-) İllelleziyne amenû ve `amilussalihati lehüm ecrun gayru memnun;

25-) Sadece iman edip imanın gereğini uygulayanlar müstesnadır! Onlar için kesintisiz bir mükâfat vardır.

85- BURÛC SÛRESİ البروج Aynı anda dinleyip takip edebilirsinizTIKLA
سْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
BismillahirRahmânirRahiym
وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الْبُرُوجِ
1-) VesSemâi zâtilburûci;

1-) Andolsun o burçları barındıran Uzay`a!

وَالْيَوْمِ الْمَوْعُودِ
2-) Velyevmilmev`ûdi;

2-) Vadolunmuş o sürece!

وَشَاهِدٍ وَمَشْهُودٍ
3-) Ve şahidin ve meşhud;

3-) Şahide ve şahit olunana!

قُتِلَ أَصْحَابُ الْأُخْدُودِ
4-) Kutile ashâbül uhdûd;

4-) Öldürüldü o hendek halkı…

النَّارِ ذَاتِ الْوَقُودِ
5-) En nari zâtİlvekud;

5-) O çıralı ateşte.

إِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌ
6-) İz hüm `aleyha ku`ûd;

6-) Hani onlar ateş çevresinde oturanlardı.

وَهُمْ عَلَىٰ مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِنِينَ شُهُودٌ
7-) Ve hüm `alâ ma yef`alune Bilmu`miniyne şuhud;

7-) Onlar, iman edenlere yaptıkları şeylere şahittiler!

وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلَّا أَنْ يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ
8- ) Ve ma nekamu minhüm illâ en yu`minu Billâhil `Aziyzil Hamiyd;

8- ) Onlardan (iman edenlerden) yalnızca Aziyz ve Hamiyd olan Allâh`a iman ettikleri için intikâm aldılar.

الَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ وَاللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ
9-) Elleziy leHU MülküsSemavati vel`Ard* vAllâhu `alâ külli şey`in Şehiyd;

9-) O ki, semâlar ve arzın mülkü O`na aittir! Allâh her şeye şahittir!

إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيقِ
10-) İnnelleziyne fetenülmu`miniyne velmu`minati sümme lem yetûbu felehüm `azâbu cehenneme ve lehüm `azâbulharıyk;

10-) Muhakkak ki, iman eden erkeklere ve iman eden kadınlara işkence yapıp, tövbe de etmeyenler var ya, onlar için cehennemin azabı vardır ve onlar için yakıcı azabı vardır.

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ۚ ذَٰلِكَ الْفَوْزُ الْكَبِيرُ
11-) İnnelleziyne amenû ve `amilussalihati lehüm cennatün tecriy min tahtihel`enhar* zâlikelfevzülkebiyr;

11-) Muhakkak ki iman edip imanın gereğini uygulayanlara gelince, onlar için altlarından nehirler akan cennetler vardır… İşte bu büyük kurtuluştur!

إِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ
12-) İnne batşe Rabbike leşediyd;

12-) Muhakkak ki Rabbi`nin yakalayışı çok şiddetlidir!

إِنَّهُ هُوَ يُبْدِئُ وَيُعِيدُ
13-) İnneHU HUve yübdiu ve yu`ıyd;

13-) Muhakkak ki “HÛ”dur, ibda (izhar) eden ve iade (tekrar izhar) eden!

وَهُوَ الْغَفُورُ الْوَدُودُ
14-) Ve “HU”vel Ğafûrul Vedud;

14-) O, Ğafûr`dur, Vedud`dur.

ذُو الْعَرْشِ الْمَجِيدُ
15-) Zül`Arşil Meciyd;

15-) Arş sahibi`dir, Meciyd`dir (şanı, azameti yüce).

فَعَّالٌ لِمَا يُرِيدُ
16-) Fa`alün lima yüriyd;

16-) İrade ettiğini (Dilediğini) yapar!

هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ الْجُنُودِ
17-) Hel etake hadiysülcünûd;

17-) O orduların haberi sana geldi mi?

فِرْعَوْنَ وَثَمُودَ
18-) Fir`avne ve Semud;

18-) Firavun ve Semud`u (helâk eden)!

بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي تَكْذِيبٍ
19-) Belilleziyne keferu fiy tekziyb;

19-) Hayır! Hakikat bilgisini inkâr edenler bir yalanlama içindedirler.

وَاللَّهُ مِنْ وَرَائِهِمْ مُحِيطٌ
20-) VAllâhu min verâihim muhıyt;

20-) Allâh, onların verasından (derûnlarından) ihâta edendir!

بَلْ هُوَ قُرْآنٌ مَجِيدٌ
21-) Bel Huve Kur`ânun Meciyd;

21-) Üstelik O, Kur`ân-ı Meciyd`dir.

فِي لَوْحٍ مَحْفُوظٍ
22-) Fiy Levhın Mahfuz;

22-) Levh-i Mahfuz`dadır!

86-) TÂRIK SÛRESİ الطارق Aynı anda dinleyip takip edebilirsinizTIKLA
سْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
BismillahirRahmânirRahiym
وَالسَّمَاءِ وَالطَّارِقِ
1-) VesSemâi vetTarık;
1-) Andolsun semâya ve Tarık`a,
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الطَّارِقُ
2-) Ve ma edrake metTarık;
2-) Bilir misin Tarık`ı?
النَّجْمُ الثَّاقِبُ
3-) En Necm`üs sâkıb;
3-) Delip geçen yıldızdır (PULSAR)!

إِنْ كُلُّ نَفْسٍ لَمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌ
4-) İn küllü nefsin lemma `aleyha hafız;
4-) Hiçbir nefs yoktur ki, onun üzerinde bir hafîz (gözetleyici – koruyucu) bulunmasın.

فَلْيَنْظُرِ الْإِنْسَانُ مِمَّ خُلِقَ
﴿٥﴾ 5-) Felyenzuril`İnsanu mimme hulika;
5-) İnsan neden yaratıldığına bir baksın!

خُلِقَ مِنْ مَاءٍ دَافِقٍ
﴿٦﴾ 6-) Hulika min mâin dafikın;
6-) Atılan bir sudan (meni) yaratıldı.

يَخْرُجُ مِنْ بَيْنِ الصُّلْبِ وَالتَّرَائِبِ
﴿٧﴾ 7-) Yahrucü min beynissulbi vetterâib;
7-) Erkeğin beli ve (kadının) teraib`inin (leğen kemiklerinin) arasından çıkar!
إِنَّهُ عَلَىٰ رَجْعِهِ لَقَادِرٌ
﴿٨﴾ 8- ) İnneHU `alâ rac`ıhı leKadir;
8- ) Muhakkak ki O, onu (aslına) döndürmeye elbette Kaadir`dir!
يَوْمَ تُبْلَى السَّرَائِرُ
﴿٩﴾ 9-) Yevme tübles serâir;
9-) O süreçte, gizliler açığa çıkartılıp bilinir.
فَمَا لَهُ مِنْ قُوَّةٍ وَلَا نَاصِرٍ
10-) Fema lehu min kuvvetin ve lâ nasır;
10-) Artık onun için ne bir kuvvet vardır ve ne de bir yardım edici!
وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الرَّجْعِ
11-) VesSemâi zâtirrec`;11-) Andolsun yörüngesinde dönenleriyle semâya,
وَالْأَرْضِ ذَاتِ الصَّدْعِ
12-) Vel`Ardı zâtissad`;
12-) Yarılan arza ki,

إِنَّهُ لَقَوْلٌ فَصْلٌ
13-) İnnehû lekavlün fasl;
13-) Muhakkak ki O (Kur`ân), elbette Hak ile bâtılı ayırıcı bir söz;

وَمَا هُوَ بِالْهَزْلِ
14-) Ve ma huve Bilhezl;

14-) O, şaka olarak gelmemiştir!

إِنَّهُمْ يَكِيدُونَ كَيْدًا
15-) İnnehüm yekiydûne keyda;

15-) Muhakkak ki onlar bir hile kuruyorlar.

وَأَكِيدُ كَيْدًا
16-) Ve ekiydü keyda;
16-) Ben de hilelerine hileyle cevap veriyorum!

فَمَهِّلِ الْكَافِرِينَ أَمْهِلْهُمْ رُوَيْدًا
17-) Femehhililkafiriyne emhilhüm ruveyda;
17-) Bu yüzden o hakikat bilgisini inkâr edenlere mühlet ver, onlara az bir süre tanı.

87- A`LÂ SÛRESİ الأعلى Aynı anda dinleyip takip edebilirsinizTIKLA
سْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
BismillahirRahmânirRahiym
سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْأَعْلَى
1-) Sebbihisme Rabbikel e`lâ;

1-) Rabbinin en âlâ ismini tespih et (Esmâ`sıyla hakikatin olan Rabbinin âlâ oluşunu derûnundan yaşa)!

الَّذِي خَلَقَ فَسَوَّىٰ
2-) Elleziy haleka fesevva;

2-) O ki, (bedeni) yarattı da düzenledi.

وَالَّذِي قَدَّرَ فَهَدَىٰ
3-) Velleziy kaddere feheda;

3-) O ki, takdir etti de hidâyet etti (kemâlâtını izhar için kılavuzladı).

وَالَّذِي أَخْرَجَ الْمَرْعَىٰ
4-) Velleziy ahrecelmer`a;

4-) O ki, mer`ayı (bedenlerin yararlanacağı ortamı) oluşturdu!

فَجَعَلَهُ غُثَاءً أَحْوَىٰ
5-) Fece`alehu ğusâen ahvâ;

5-) (Sonunda da) onu simsiyah çer – çöp (toprağa atılacak ceset) kıldı.

سَنُقْرِئُكَ فَلَا تَنْسَىٰ
6-) Senukriüke fela tensa;

6-) Sana OKUtacağız da unutmayacaksın!

إِلَّا مَا شَاءَ اللَّهُ ۚ إِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ وَمَا يَخْفَىٰ
7-) İlla maşâAllâh* inneHu ya`lemulcehre ve ma yahfâ;

7-) Allâh`ın dilediği müstesna… Muhakkak ki O, açığa çıkanı da bilir, gizleneni de.

وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرَىٰ
8- ) Ve nüyessirüke lilyüsra;

8- ) Biz sana en kolayı kolaylaştıracağız!

فَذَكِّرْ إِنْ نَفَعَتِ الذِّكْرَىٰ
9-) Fezekkir in nefe`atizzikra;

9-) Eğer zikra (hatırlatma) fayda verirse, hatırlat!

سَيَذَّكَّرُ مَنْ يَخْشَىٰ
10-) Seyezzekkerü men yahşâ;

10-) Haşyet duyan hatırlayıp düşünecektir!

وَيَتَجَنَّبُهَا الْأَشْقَى
11-) Ve yetecennebühel`eşka;

11-) En şakî ise ondan kaçacaktır!

الَّذِي يَصْلَى النَّارَ الْكُبْرَىٰ
12-) Elleziy yaslennarelkübra;

12-) O (en şakî) ki, en büyük ateşe (Allâh`tan ebedî uzak düşmüşlüğe) maruz kalır!

ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَىٰ
13-) Sümme lâ yemûtü fiyha ve lâ yahyâ;

13-) Sonra orada ne ölür (kurtulur); ne de dirilir (hakikatin ilmiyle)!

قَدْ أَفْلَحَ مَنْ تَزَكَّىٰ
14-) Kad efleha men tezekkâ;

14-) Arınıp saflaşan, gerçekten kurtulmuştur!

وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّهِ فَصَلَّىٰ
15-) Ve zekeresme Rabbihi fesallâ;

15-) Rabbinin ismini zikredip (hatırlayıp) bilfiil salât eden (yaşayan) kurtulmuştur.

بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا
16-) Bel tü`sirunelhayateddünya;

16-) Fakat siz dünya hayatını (en aşağı yaşam düzeyini) tercih ediyorsunuz!

وَالْآخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ
17-) Vel`ahıretü hayrun ve ebka;

17-) Hâlbuki Âhiret (kudret – bilinç boyutu) daha hayırlı ve daha kalıcıdır.

إِنَّ هَٰذَا لَفِي الصُّحُفِ الْأُولَىٰ
18-) İnne hazâ lefissuhufil`ûla;

18-) Muhakkak ki bu (bildirilen realite, ilim), ilk bilgilerde de (vardı).

صُحُفِ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَىٰ
19-) Suhufi İbrahiyme ve Mûsa;

19-) İbrahim`in ve Musa`nın bilgilerinde!

88- ĞÂŞİYE SÛRESİ الغاشية Aynı anda dinleyip takip edebilirsinizTIKLA
سْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ

BismillahirRahmânirRahiym
هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ الْغَاشِيَةِ
1-) Hel etake hadiysülğaşiyeh;

1-) Sana Gaşiye`nin (bütün insanları örtüp bürüyen o büyük tecelli – kıyamet) haberi geldi mi?

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌ
2-) Vucûhun yevmeizin haşi`ah;

2-) O gün yüzler (vardır) zilletle yere bakar!

عَامِلَةٌ نَاصِبَةٌ
3-) `Amiletün nasıbetün;

3-) (Örf – âdet olarak) çalışmış (ibadet etmiş) boşa yorulmuş!

تَصْلَىٰ نَارًا حَامِيَةً
4-) Taslâ naren hamiyeten;

4-) Kızgın bir ateşe maruz kalır (o yüzler)!

تُسْقَىٰ مِنْ عَيْنٍ آنِيَةٍ
5-) Tüska min `aynin aniyeh;

5-) Kızgın bir kaynaktan içirilirler!

للَيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِنْ ضَرِيعٍ
6-) Leyse lehüm ta`amün illâ min dariy`ın;

6-) Onlar için Dari` (zehirli – yırtıcı bir diken?)den başka yiyecek yoktur.

لَا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِي مِنْ جُوعٍ
7-) Lâ yüsminu ve lâ yuğniy min cu`ın;

7-) Ne besler ne de açlıktan kurtarır.

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاعِمَةٌ
8- ) Vucûhun yevmeizin na`ımetün;

8- ) O süreçte nimetin eseri görülen nice yüzler de (vardır).

لِسَعْيِهَا رَاضِيَةٌ
9-) Lisa`yiha radıyetün;

9-) (Hakkıyla yaptığı) çalışmalarının getirisinden razıdır!

فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٍ
10-) Fiy cennetin `aliyeh;

10-) Âli bir cennettedir!

لَا تَسْمَعُ فِيهَا لَاغِيَةً
11-) Lâ tesme`u fiyha lağıyeh;

11-) Orada boş laf işitmez.

فِيهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌ
12-) Fiyha `aynün cariyetün;

12-) Orada (daim) akan bir kaynak (ilim ve kudret) vardır.

فِيهَا سُرُرٌ مَرْفُوعَةٌ
13-) Fiyha sürurun merfû`atün;

13-) Orada yükseltilmiş tahtlar vardır.

وَأَكْوَابٌ مَوْضُوعَةٌ
14-) Ve ekvabün mevdû`atün;

14-) (Yerlerine) konulmuş testiler,

وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌ
15-) Ve nemariku masfûfetün;

15-) (Arkalarına) sıra sıra dizilmiş yastıklar,

وَزَرَابِيُّ مَبْثُوثَةٌ
16-) Ve zerabiyyü mebsûseh;

16-) (Altlarına) yayılmış yaygılar (vardır).

أَفَلَا يَنْظُرُونَ إِلَى الْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ
17-) Efela yenzurune ilel`İbilli keyfe hulikat;

17-) Bakmıyorlar mı el İbil`e (yağmur yüklü bulutlara) nasıl yaratılmış?

وَإِلَى السَّمَاءِ كَيْفَ رُفِعَتْ
18-) Ve ilesSemâi keyfe rufi`at;

18-) (Bakmıyorlar mı) semâya, nasıl ref`olunmuş (nasıl uzay oluşmuş)!

وَإِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ
19-) Ve ilelcibali keyfe nusıbet;

19-) (Bakmıyorlar mı) dağlara, nasıl yerleştirilmiş!

وَإِلَى الْأَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ
20-) Ve ilel`Ardı keyfe sutihat;

20-) (Bakmıyorlar mı) arza, nasıl döşenmiş!

فَذَكِّرْ إِنَّمَا أَنْتَ مُذَكِّرٌ
21-) Fezekkir innema ente müzekkir;

21-) HATIRLAT; çünkü sen ancak bir hatırlatıcısın (hakikatlerini hatırlatmak için irsâl oldun)!

لَسْتَ عَلَيْهِمْ بِمُصَيْطِرٍ
22-) Leste `aleyhim Bimusaytır;

22-) Onlar üzerine musallat olan zorba değilsin!

إِلَّا مَنْ تَوَلَّىٰ وَكَفَرَ
23-) İlla men tevellâ ve kefere;
23-) Ancak kim yüz çevirir ve küfür ederse (hakikati inkâr – reddederse),
فَيُعَذِّبُهُ اللَّهُ الْعَذَابَ الْأَكْبَرَ
24-) Feyu`azzibühullahul`azâbel`ekber;

24-) Allâh onu, en büyük azap ile azaplandırır!

إِنَّ إِلَيْنَا إِيَابَهُمْ
25-) İnne ileyNA iyabehüm;
25-) Muhakkak ki bizedir onların dönüşleri.
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ
26-) Sümme inne `aleyNA hısabehüm;
26-) Sonra muhakkak ki bize aittir yaptıklarının sonucunu yaşatmak!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir