1487 – KURBAN HEDİYE

KÂBE’YE KURBAN HEDİYE EDEN MUKÎM İHRAM GİYER Mİ?

1487 – Hz. Aiş (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Medine’de iken Kâbe’ye kurban sunar, ben de kurbanının boynuna takılacak nişanlarını hazırlardım. Bu sırada Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ihramlıların sakındığı yasaklardan sakınmazdı.”

Buhârî, Hacc 110, Edâhî 15; Müslim 359, (1321); Muvatta, Hacc 51, (1, 340); Tirmizî, Hacc 69 (908); Ebu Dâvud, Menâsik 17, (1757, 1758, 1759); Nesâî, Hacc 65, 66, 67, 68, 69, 72, (5,171,178); İbnu Mâce, Menâsik 94, (3094).

1488 – Hz. Câbir (radıyallahu anh)’in anlattığına göre: “Ashab’tan Medine’de Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) ile kalanlardan bir kısmı Kâbe’ye kurbanlıklar göndermiş, bunlardan dileyen ihrama girmiş, dileyen de girmemiştir.”

Nesâî, Hacc 71, (5,174).

1489 – Rebîâ İbnu Abdillah İbni’l-Hüdeyrin anlattığına göre: “Irak’ta elbiseden soyunmuş bir adam görür ve sebebini sorar. Kendisine, bu adamın Kâbe’ye kurbanlık gönderdiği, bu sebeple elbiseleri attığı belirtilir.

Rebîa der ki: “Sonra ben Abdullah İbnu Zübeyr’le karşılaştım ve bu durumu ona anlattım. Bana:

“Kâbe’nin Rabbine kasem olsun bu bid’attır” dedi.”

Muvatta, Hacc 53, (1, 341).

MÜTEFERRİK HADİSLER

1490 – İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Bedene (yolda) doğuracak olursa, yavrusu da götürülüp annesiyle birlikte kesilir. Yavruyu taşıyacak bir mahmel (taşıyıcı) bulunmazsa annesine yükletilir.”

Muvatta, Hacc 143, (1, 378).

1491 – Yine İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)’in anlattığına göre: “Babası Hz.Ömer, necib (denen çok muteber cinsten bir deveyi) Kâbe’ye kurban olarak bağışlamıştı. (O ara necibe) üç yüz dinar verdiler.Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a gidip sordu:

“Ben necibi Kâbe’ye bağışlamıştım. Bu ara bazıları gelip üç yüz dinar verip satın almak istediler. Bunu satıp yerine bir başka deve alayım mı?” “Hayır, dedi. Başkasını değil, onu keseceksin!”

Ebu Dâvud, Menâsik 16, (1756).

1492 – İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Hudeybiye senesinde, Kâbe’de kesilmek üzere bir çok deveyi kurban kıldı. Bunlar arasında (vaktiyle) Ebu Cehl’e ait olan, başında gümüşten -bazı râviler altından der- mâmul bir büre bulunan deve de vardı. Bununla, müşrikleri öfkelendiriyordu.”

Ebu Dâvud,Menâsik 13, (1749).

1493 – Nafi’ anlatıyor: “İbnu Ömer (radıyallahu anhüâ), kurbanlık devesine kabâtî ketenden, yünden mâmul renkli kilimlerden, iki parçalı takımlardan çul sarar, sonra bunu Kâbe’ye yollardı. Bunlarla orada Kâbe’ye örgü yapılırdı.”

Muvatta, Hacc 146, (1, 379, 380).

1494 – Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm), (beni göndererek), kurbanlık develeriyle ilgilenmemi, onların etlerini, derilerini, çullarını tasadduk etmemi, bunlardan kasaba bir (ücret) vermememi tenbih etti.”

Hz. Ali (radıyallahu anh) der ki: “Kasaba ücretini kendimizden öderdik.”

Buhârî, Hacc 122,112,120,122, Vekâlet 1; Müslim, Hacc 348, (1317); Ebu Dâvud, Menâsik 20, (1769); İbnu Mâce, Menâsik 97, (3099).

1495 – İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) kurbanlığını (Mekke ile Medine arasında bir mevki olan) Kudeyd’de satın almıştı. İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) de aynen öyle yaptı.”

Tirmizî, Hacc 68, (907).